Bekleyen Şehir Şiiri - Mustafa Altınay

Asırlar önceden ezelden beri
Fatih Mehmet’ini bekleyen şehir
Bu zatlar ahdından döner mi geri
Konstantini yıkıp oklayan şehir

Şehit ile dolu bakın dört yanı
Ulubatlı Hasan onun nişanı
Eyüp el Ensari nice sultanı
Bağrında yatırıp saklayan şehir

Cevahirle dolu toprağı taşı
Şehirler içinde yücedir başı
Şu fani dünya da yoktur bir eşi
Karayı alnından paklayan şehir

Bu mekânı arayarak bulan var
Fethetmeye ta uzaktan gelen var
Bu uğurda şehit olup ölen var
Tenini mis gibi koklayan şehir

Etrafı ki surlar ile dizilmiş
Altın harfle ol tarihin yazılmış
Gerdanına incilerin dizilmiş
Tarihe büyük yük yükleyen şehir

Ol Resulün sözlerine uyarak
Atlas yeleğini çekip giyerek
Ey insanlar yeter uyan diyerek
Ensesine hafif tıklayan şehir

Misafir eylemiş nice ozanı
Mevla takdir etmiş böyle düzeni
Beş vakitte duyuluyor ezanı
Bir bülbül misali şaklayan şehir

Yedi tepesinde var yedi gözü
Herkesi kucaklar doğrudur özü
Cennete benziyor ay gibi yüzü
Her fikiri tek tek yoklayan şehir

Önüne set çekip tutsalar bile
Aşına zehiri katsalar bile
Üzerine çamur atsalar bile
Tarih boyu kendin aklayan şehir

Burda kısmetini arayan gelmiş
Kimisi ağlamış kimisi gülmüş
Kimisi yaşamış kimisi ölmüş
Ahır kervanını denkleyen şehir

Derde salar gayrıları tutanı
Ağzın açmış yutar tembel yatanı
Barındırmaz üstüne el atanı
Azgınları utup haklayan şehir

Çeşmeleri şırıldayıp akıyor
Camileri bir hoş tarih kokuyor
ALTINAY’ı bu hasretlik yıkıyor
Derdine bin derdi ekleyen şehir