Ne zaman gökyüzünde kayan bir yıldız görsem
Yalazlanır kül kömür, can tütsü hâtıralar;
Doyumsuz sezgilerin tez mecal işlemcisi,
Gönlümdeki süveyda perdesini aralar;
Bak, hâlâ terütâze kanamakta yaralar! ..
Önce gurbet yolları, sonra hasret yılları,
O gün, bu gün kokun yok yarım pay elmalarda…
Dikenli bayırlarda tığ teber kalmalarda,
Okşar da saçlarımı bir gizli el, sorarım:
— Sorgusuz, mahşere dek tütecek mi buharım?
Alır başını gider kavrukluğunda rüzgâr,
İçim içime sığmaz, dert ortağı ararım...
Bir an susar esinler, sonu yar yokuşlarda
Keşkeler ayak sürür kıvrılıp, bükülerek
Ve yeniden toplamak mâziyi bakışlarda
İmkânsızdır bilirim, vazgeçerim gülerek...
Yorgun, biraz üşümüş eve dönüşlerimde,
İzimi süre gelir o hoyrat özleyişler;
Aldan beyaza doğru kiraz çağrışımları,
Nice dile gelmeyen sevdâ yüklü deyişler;
Çiçek dolu masamın duygu karışımları...
Gelincikler, sümbüller, karanfiller, ıtırlar
Ve gönül sayfasında nokta nokta satırlar......
Yazılsa da kim okur bu simge naz öyküyü?
Belki bir benzerini yaşayanlar hatırlar...
Geçti, gelmez bir daha fırsatın altın çağı,
Çağla döken bademler koruk düş dalda kaldı;
Şimdi şarkılar hüzzam, çiçeklerim de solgun,
Yüreğim isyanlarda, gözlerim yolda kaldı…
YUSUF BİLGE
Yusuf BilgeKayıt Tarihi : 9.11.2008 20:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!