Düşmüşüm bir Aslı ‘nın ardına Kerem gibi,
Ayaklarımda demir çarıklar,
Elimde demir değenek,
Ardından koşup durdum Kızıldeniz ‘i yararak,
Çöllerde bir derviş gibi haykırarak,
Gize ‘de seni gördüm ehram biçiminde,
Başın göklere dikilmişti
Ve ayakların
Kumlar içinde.
Hortumlardan dil olmuştun,
Mısır ‘da Nil olmuştun,
Seninle başladım yolculuğuma deltalardan,
Çöl rüzgarlarından kanatlarım,
Ayaklarım sulardan.
Kokuların kalmıştı Babil ‘in Asma Bahçeleri ‘nde,
Yakıp bıraktığın ateşi buldum, sönmemişti,
İbrahim ‘in odun yerine ateşe atıldığı yerlerde,
Basıp geçtiğin yerlerin farkı kalmamıştı mezardan,
Huzuruna çıkıp senin nereye gittiğini sormak istedim
Nabukadnazar ‘dan.
Kapadokya ‘da bir peri bacasıydın
Periden güzel,
Yel vurmuş savurmuştu saçlarını saç saç,
Kaniş ‘le Karum senin zamanındaki kadar kıraç,
Kolay mı ulaştım sanıyorsun
Urartu ‘ya?
Yuvarlak derlerse de inanma;
Yuvarlak değil
Dünya.
Öyle bir yolculuk ki benim yolculuğum,
Ne biter, ne tükenir,
Sen gidersin, ben giderim, ardında tin tin ederim,
Bilsem ki; dönüp geleceksin kervanlarla,
Beklerim.
(TANRI ÖNCE BENİ YARATTI isimli Serbest Şiirler 'inden > 63-64/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 4.4.2005 10:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!