tarçın ağaçlarının soylu kokusu var rüzgârların ağzında
kapımda yıpranmış anıların ve geçmişin derinliği
geceyi ıslak gözlerime anlatıyor olsa da zaman
eksik bir şeyler var ellerimin arasında
kırılgan bir yüzün resmini çiziyor duvarlar
sessizliğin ve sükûtün dili sarmış tüm pencereleri
gölgelerin fısıldadığı sokağı terk ediyor şen şakrak rüzgârlar
ağlamak su gibi çağlıyor gözlerimden duygusal bir fırtınanın
ayaklarına direniyor kalbim
ters köşeye yatırıyorum ruhumu
yaşamakla ölmek arası bir durumun ötenazi savaşlarını yansıtıyor vakitler
şöyle kimim var diye iç geçiriyorum ceplerimi karıştırırken
rengi sararmış birkaç anı ipliği pazara dökülmüş birkaç düş
üzüntüyle sarsılıyor beynim
bu mu yani
koskoca
ömür
dediğin
içimde hayal kırıklıklarının çatırtısı kopuyor
boşa geçen bir yaşamın eskizlerini yırtıyor gözlerim
gözlerim karanlık bir pınar akıyor gürül gürül boşluğa
Tanrıyla kul arasında bir köprü varsa oradayım işte
dünyanın tüm renklerini silerken gece tüm korkuları
arındırdı zaman
üzerimde bir hafiflik bir naiflik
doğmamış bir çocuğun ruhunun telaşı var bakışlarımda
tüm kainatı kucaklamak geliyor içimden varlığım katlanarak yutarken hiçliği
buz kesiliyor düşüncelerim
tarçın ağaçlarının soylu kokusu var rüzgârların ağzında
kapımda yıpranmış anıların ve geçmişin derinliği
ölümle yaşam arası ince bir çizgide duraksadı zaman
şimdi sadece sonsuz bir sessizliğin ayak izleri var
yazık gözleri donuk bir resmin teessüründe kaldı
tüm mazi
.........
1301202515:00
Kayıt Tarihi : 13.1.2025 19:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!