Çocuk sordu ninesine;
Kumrular konuşuyor mu,
hem de ağlar gibi?
Ninesi anlattı çocuğa
o acıklı efsaneyi.
"Onlar iki kız kardeşlermiş,
bir gün anneleri evde yokken,
yağ dökmüşler.
Korkan iki kardeş
kumru olup uçmuşlar...
o günden beri hep ağıt yakarlar"
Çocuk sordu ninesine;
"Hiç yağ döktük diye
korkulur mu? "
Ninesi bir iç çekti.
"Yokluk vardı o zamanlar,
altın değerindeydi yağ da,tuz da.
Korkmuşlar işte" dedi.
Çocuk o günden sonra
kumruları daha çok sevdi.
Söz verdi kendine.
Büyüyünce
hep sevgiyi anlatacaktı
çocuklara.
Hiç birisi korkudan
kuş olmayacaktı.
Çocuk büyüdü,
Sevgi Ustası oldu.
Sınıfındaki her çocuğa
tek tek sevmeyi öğretti.
Korkuları kovdu birer birer.
Sevgi Ustası mutlu.
Sevgi Ustası umutluydu.
Biliyordu ki;
sevmesini bilen çocuklar
bir gün değiştirecekti dünyayı.
Yıllar geçti....
Bekledi sevgi Ustası umutla.
Bekledi değişir diye dünya!
Değişmedi....
Halen savaşlar oluyordu.
Halen bi yerlerde
en çok çocuklar ölüyordu.
Ve halen, korkan çocuklar
kumru olmak istiyordu.
Beklemekten yorulmuştu Sevgi ustası.
"Vazgeçmeliyim" diyordu umutsuzca.
Ama içinden bir ses fısıldıyor,
"Daha değil,daha değil... "
Yeniden beklemeye başlıyordu.
O gün bu gündür bekliyor.
Kumru olmak istemeyen,
sevmesini bilen çocukları...
Kayıt Tarihi : 26.8.2012 10:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (4)