Sanki daha yeni bir şey olmuş gibi; ”boykot edelim, almayalım,yakalım,yıkalım “diye palavra sıkmaya çoktan başladık.Artık daha birkaç gün eylemler yapılır; Fransız bayrakları yakılır, Fransız parfümleri sokağa dökülür, sloganlar atılır “KAHROLSUN FRANSA” diye. Aradan bir hafta on gün geçsin de gör saman alevi gibi söner gider tepkilerimiz.
Uzun menzilli devlet politikalarımız olmadığı müddetçe de bu musibetler devam ede gelir.Halbuki; ” bir musibet bin nasihattir” iken, maalesef bize bin musibet bile tesir etmemektedir.Çağlar ötesine yönelik ÜLKÜLERİMİZ olmadığı içindir ki,hep atlama tahtası gibi kullanılırız.
Atatürk’ten sonra Türk dış politikasını hep gayri Türk unsurlar belirlemişlerdir.Haklı olduğu halde hep haksız duruma düşürülmeye çalışılan Türk devletini yönetenler ne zaman;
“TÜRK’ÜN DOSTU YİNE ’TÜRKTÜR.”Maalesef Türk’ün ananevi dostu yoktur…” diyen bir Gazi Mustafa Kemal gibi düşünebileceklerdir.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.