Sıkıştım sensizliğin koridorlarında,
Anılarımı yazdım boş kağıtlara,
Çığlıklarım sessiz kaldı satır aralarında,
Mısralarım mendil oldu gözyaşlarıma,
Hıçkırıklarım boğazımda düğümlendi hep,
Güneşin son ışıklarıyla...
İçimin gölgesi vurdu dağlara,
Sen orada, uzaklarda, bensin yüreğinde,
Ben senim her gecenin sabah uzanan ayazında...
Hayat bile yapayalnız zaman koridorlarında,
Biz kaderin iki yalnız martısı,
İki ayrı şehrin kıyılarında,
Yüreğimde asırlık özlemler,
Bedenimiz mezar oldu volkanlarımıza...
Sen, sevdiğim kadın;
Her şafağımda adın,
Bu gün içim yanıyor,
Yoksa bensiz mi ağladın?
Gözyaşların yalnızlıklara karışıp aktı mı yanaklarına?
Oysa ben ağlayamam sanırdım sensiz be gülüm,
Çekilip sabah seherine kışlaların
Yalnız bir köşede ağladım da,
Kimseye belli etmedim ya...
Çaresizliğime ağladım,
Çensizliğime, ölüme bile hasretime,
Hele o bebek kokun sinmemmiş mi bir de,
Bir otobüs yolculuğunda, senin terini silip te
Sakladığım mendiline.
İşte o an lanetler yağdırdım,
Seni benden ayıran o zamana.
Bitityor gülüm artık özlemler,
Hasretler ekeceğim sana kavuşacağım güne,
Bekle beni küçüğüm;
Askerin geliyor gönlüne....
30/05/2005 Akçay kışlası-İskenderun
Murat Nail GüneyKayıt Tarihi : 10.6.2005 15:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!