Hazır mısın sevgilim?
Hazırsan;
'birgün' dediğin o günümüze gidelim.
Hazır, gül bahçemiz
ve merasim mangası bülbüllerimiz.
ben haber verdim
Bomboş bir kağıdın üzerinde
Gönlümüz neyi istiyorsa onu okuruz bazan.
Ya taşa değmiştir ayağımız
Yada bilmeden
Bir ayağın altında kalmıştır nasırımız.
Fırsat bu fırsat
Acılarımı işittikçe hücrelerin tazeleniyor,
Ben yaşlandıkça gençleşiyorsun
Tezatlık var bu işte,
Yaşlanmalısın.
Yarından tezi yok
Biten pazarlarından birkaç artık toplamaktadır yoksul,
Bir hayırseverin kapısına asacağı ekmeği bekler onca dul,
Evsizleri ararlar,ayaz geceyi atlatabilecekleri birer çul,
Yoksul akşamlarının kızıllığınz gömülürken İstanbul.
İstanbul, seyredilecek gibi değil artık, kapalı gözle
Beni tanımak istemişsin
Tanımayanlara sorarak.
Dinle
kekik kokulum.
Sene doğduğum sene,
Dev bir hortumun göbeğindeyim şu an.
Yerinden sökülmüş onca nesne
Onca toz toprak gözümde,
dönüp dururum.
ortası,
boşluk,
Rüzgarı kokladım;
Doğudan geliyordu açlık kokusu.
Rüzgarı yokladım;
Açlığın yoktu ölümden korkusu.
Geceyi bekledim;
Çok uzaklardasın artık,
Nefesi yüzümdeki iki duvar ötem.
Öyle uzaksın ki;
Açmasam gözümü seni göremem.
Sen neydin biliyor musun?
Gül goncasıydı şafaklar.
Tepelerde
Taze yapraklardan yansırken
Güneşin ilk ışıkları;
Sana uçarak koşmak hevesim
Ve göresim geldi içimden.
Başını kaldırıp tepeler ardından doğar doğmaz,
Bakma öyle yüzüme alaycı tavırlarla.
Artık bu gönül sana asla ve asla kanmaz
Ne kadar yaksan da nafile,özündeki harla.
Unuttun mu,daha dün sımsıkı avucumdaydın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!