Kar taneleri konarken saçıma, tuttu efkârım bulup.
Boran, tipi savururken gülü, sordu firakım bulup.
Zem eder mi hiç haneyi Mansur olanın hâlini?
Sen hüznünü gamzene gir yan et, tasalanma bürhanım bulup.
Gözlerim bir Gülnihâl'e takıldı
Yaz yağmuru gibi geldi de geçti.
Yandı bağrım, gözlerinden atıldı
Deli kurşun gibi deldi de geçti.
Rastlamadım böyle narin çiçeğe
Haddini bilmeyenden,
Uzak duracaksın çoktur;
Yoksa hadsizlerle birlikte haşir olursun.
Bir tek Hak Teâlâ’yı sevmenin,
Haddi hududu yoktur...
Sana dedim mi hiç mende kaybolasın?
Korunu söndür, söndür de yanasın?
Sözcükler yetersiz, mısralar çaresiz
Kitaplar beyhude anlatır, sayfalar kanasın.
Bir harita ölçeğinde küçülen idealdi
Stepler düzlüğünde canımız kaldı.
Kaybettiğin gecelerde ara beni
Yıldızlara sor gören olmuştur.
Ay şahittir buna, beni nasıl harcadığını.
Düşünmedin böyle olacağını.
Umursamadın bile bile solacağımı.
Sen değil miydin karanlıkta göz kırpan?
Namluların altında, mahmuzladım atımı
Gün doğarken bir daha, esti seher yelimiz.
Nere gitsem bilmem ki, kıtaları dolaşsam
Tüm yurtları suladı, coştu aktı selimiz.
Köşe başı bekleyen, tasmalılar nerede?
Devlet’ten bir uyuz bit dahi konmasın sırtımıza;
Allah muhafaza bir garip çıkarda,
“O bit benim kanımı emdi, sende ne arar! ”
Derse ne cevap veririz? ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!