Tuhaf Bir Kundura Boyacısı Şiiri - Murat ...

Üstünde el dikimi bir takım,
Boynunda mavi bir fular,
Bilirdin iyi giyinmeyi
Şık adamdın vesselam
Sokakta fiyakayla yürürdün
Ben senle sohbet etmeyi istesem de
Parlatayım ağabeycim
Veya boyayalım mı dökülürdü
Çatlak ellerim gibi dudaklarımdan
Sen iskarpinlerini parlattırır
Sokaklarda fiyakayla gezinirdin
Briyantinli saçların parlardı güneşte
Kehribar emzikli sigaranla savururdun dumanı
Sandığımı toplarken yaz akşamlarında
Sallanarak otel yolunda görünürdün
Ben ordaydım ama sen görmezdin
Ben seninle konuşmak isterdim aslında
Ama sen başka dünyalarda gezinirdin
….
Hani anlar gibi olurdun ya bazen
Yalnızlığın müziç kederini
Kopan bir filmle zamanı daralan
Bir makinistin çektiği ızdırabı
Hani anlar gibi olurdun ya bazen
Yüklenmiş filesini hızlı adımlarla
Bekleştirmemek için çocuklarını
Koşuşturan acınmayası babaları
Anlar gibi olsan da anlayamazdın
Ne hiç bir zaman filmin koptu
Ne de hızlı oldu adımların
Bekleyenin olmadı ehl-i kuburdan gayrı
Hayatın vardı fani hayatın
Hani anlayacak gibi olduğun
Hasta yatağında, Şehir Palasta
Ne sarayı köhne bir otel
Yuvan hastanen hapishanen
.....
Gözlerin şimdi daha bir yorgun
Yüzün bembeyaz ellerin soğuk
Ah kader bu karşı durulmaz
Bu gerçeği anlayamadın
Anlayacak gibi olurdun ya bazen
Sevinirdim her sorgulamanda sorguları
Olmadı olamadı oysa olmalıydı
.......
Ne müziç yalnızlığında dostsuzluk
Ne yaşamayı dilerken vakitsizlik
Ne peşinden koşan Azrail
Ne ucuzca tükettiğin sefil ömür
Hiçbir şey anlatamadı mı?
......
Katip ardından küfretmeyecek
Oda temizlikçisi görünce sevinecek
Olmasaydı keşke servetin
Çalışsaydın dilenseydin hatta çalsaydın
Belki şansın olabilirdi
Bilmeceni çözmeye
.....
Belediye kaldıracak kimin var
Sonuçta birkaç metrelik mezar
Bırakıp dönecek yabancılar
Bırakılacaksın
Ayrılmayacak sen ayrılırken kimse
Sen senle kalacaksın
Bir de hakikatin çırılçıplak bedeni
Yani çok şey fark etmeyecek
…
Anlatamam, anlatsam da farketmez artık
Soğumuş bedenler beni dinlemez artık
…..
İskarpinlerini parlatmaya devam
Otel kahyasının ayağına uymuş
Bahşiş vermiyor bilesin
Müşteri yolluyor ya ona sayıyormuş
…….

Anlatamam, anlatsam da farketmez artık
Çürümüş bedenler beni dinlemez artık
1995