denizlik: pencereden yağmur ve kar sızmasını önleyen genellikle mermer uzantı.
bir gece yağmuruyla pencerenin denizliğinde biriken,
odanın mavi enkazında laci hayalete dönüşen
ve yalnız bana ben iken merhamet eden
hüzünlerim kadar büyümedi kelimeler.
(ecil: sebep, su birikintisi)
bir:
yirmialtıkasım birkaçbinyıl ve küsüratı
maydos’un kurtuluşu, soğukların başlangıcı
ardımdan gideceğim tarafa
matlube: mevcut olmayan, gene de aranan
ağma: gökyüzünden düşen kıvılcım, akanyıldız, meteor.
bidayet: elest vakti, Tanrının ruhlarla konuştuğu vakit.
Üç paket yaşamların merhabasıdır bu; yağmur gibi olur ve olmazlardan sonra hiç planda olmamışlarla baş başa kalınmış ve sevgiyi öğrendiklerinden artık nefret ederken bulmuştur kişi kendini. Birkaç yıldız erken ölecektir balkonda göğü seyretmediğin gecelerde, birkaç dünya işi de aksar belki yataktan çıkmadığında, ama ne önemi var? Olmak dışında bir iş mümkün değilse var olan için, nasıl olduğunun ne önemi var? Romanların kendi kahramanları kitabın bittiğini asla bilmezler, onlar iki kapak arasında öyle ya da böyle vardırlar, dışarısına çıkamazlar ve çoğu zaman, nasıl ki yazmak için yazmışsa pek çok yazar, olmak için olmuştur kendine kahramanlar. Zevk, bilgelik, iman, sükut veya teslimiyet; iki kapağın arasında hapsedilmişliği değiştirmiyor.
(taraça: basamaklı yükselti, çamaşır asılan aralık)
kış büyük bir hasretle sarmışken yoksulluğu
ve ben
henüz hiç-bir eylül başında öpüşmemişken
ankara'da, halamın evinin iki sokak ötesinde,
(zargana: yeşil-lacivert, karnı beyaz ve lezzetli bir balık)
bir:
ölüşü beni bulamayacak bir düşüşe irkildim.
biri kasıklarımda, üzerimde sürünen çift elin sahibine baktım,
aradım ama orada bir yüz bulamadım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!