Ebubekir, sadakatin temsilcisi,
İslam'ın ilk sancaktarı oldu.
Berat gecesi, yıldız gibi parladı,
Yola düşen kalplerde bir umut çiçeği.
Ali, Hz. Muhammed'in gölgesi,
HAYIR VE HÂYIR
Hayır demek,
Ne kadar zor.
Bir o kadar da,
Hâyır işlemek.
İkisi de aynı ama
Hira'da bir mağara, huzur dolu yara,
Göğsüne basılan, kalp dolu kudret ara.
Gökyüzünden yankı, yeryüzüne düşer,
Cebrail'in nuruyla, nur içinde coşar.
Hira Mağarası'nda Nur İçinde
Bir dağın yamacında, Hira adlı mağara,
Muhammed, yalnızlıkta arar Hakk'a vara.
Gökyüzü örtüsüyle, gecenin karanlığı,
Yerini aydınlatır, ilahi bir ışıkla.
Hoşgörü, gönül köprüsü kuran bir melek,
Empati bahçesinde açan lâl-i dil çiçeği.
Alçakgönüllülük, ılıman bir rüzgar gibi eser,
Gönlüne girer, gizlice kalbinde açar gül.
İnsanın hikayesi derin ve uzun,
Ruhun yolculuğunda bir serüven.
Zamanın dokusunda bir iz bırakır,
Hayatın özü, bir gizli hazine.
İnsan yaratıldı, ilahi dokunuşla,
Rahmetinle örüldü, özünden yola çıkılarak.
Topraktan yükseldi, bir nefeste can buldu,
Yaratılış hikayesi, Rabbimizin sanatıydı.
Fettah olan, Ey kapıları açan!
İzzet ve hürriyet için can atan,
Latif ismiyle yüreğe can veren,
İsmi Âzam hürmetine can,
Settar adınla bizi bağışlayan!
Tevvab ile tevbeleri kabul eden,
İstanbul'un boğazında rüzgar eser,
Minaresi yüksek, tarihle bezeli gecer.
Gök kubbeyi öper, güneş batarken,
Renk cümbüşüdür, her sokak köşesinde.
Galata'da çan sesi, tarihi anlatır,
Gökyüzünde martı kanatları,
Denizin dansı
Boğaz'da bir türkü.
Minaresiyle sarayları,
İstanbul'da büyüyen bir çocuk.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!