çocuktum
naiftim
bir gecede büyürmüşüz bilmezdim
ruhumu bir dağa sattığımdan beri hasadım lav
bozguncu bir hanedan isyanı aynam
ejder sesine bulaşık akrep zehriyle
çelik çomak oynuyoruz şimdi
ben ve uzak yolların taş kıran bekçisi
mızıkçılık edip ağlıyoruz arada bir
gece
an’ın renksizliğine yapışık
pulsuz mektup
gece
çelimsiz yüreğimde
şiirle parsellenen
ürkütüyor sinsi bu yitim
an be an berhaneleşen iç kentler
acıyı acıyla dürümleyen bekçinin
kalbinde sabır taşları dizdiği sergen
dönülmüyor geçmişe
iz sürülen nöbet günleri bunlar
saralı
dişler ve kenet ve dudak yara evi
sağaltımsız
ilâhi bir çağrıdır dildeki başkaldırı
ipe diziyoruz zarureti ney sesinde
bekliyor herkes
susmuş
aklar düşsün diye nefsin eteklerine
raf taştı!
bekçinin sabahı yok
kimsenin gidecek yeri de
(21 Mayıs 2006) - MOR TAKA Dergisi - Güz '2006' (Ş.Y.Dosyasından)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 21.5.2006 10:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bekçinin sabahı yok
kimsenin gidecek yeri de
Güzel bir final, eğer yoksa beklene ne anlamı var beklemenin.
Tebrikler.
Kutluyorum ve bu güzellikler için teşekkür ediyorum sevgili Naime Erlaçin. Saygılarımla.
Sevgili Naime Erlaçin:
Sıradışı akıcı etkili ve güzel bir şiirdi
Tebrik eder başarınızın devamını dilerim.
Sevgi ve saygılarımla.
Her şey gönlünüzce olsun.
bekçinin sabahı yok
kimsenin gidecek yeri de '
Taştı sanar can; oysa sabah, beklemekte emri...
Nürnberg'ten sevgiler, saygılar sevgili Naime.
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (5)