Bizim bekçi Hasan
geceyi kovalar yıldızları saklar.
Mumda bekler sabahı
Tespihinde sallandırır ayı
Rüzgarı ve insanı
düşünür gibidir her akşam
Bulutun gebeliğini toprağın bereketini
geçti dese de bizden
belli unutmamış beyaz entarili gelinini
Bakar yüzüme konuşmak isterse
buyur eder
Kendiyle yaşıt sandalyesine
demli bir çay kırık bir saz
Soframızdır artık efkar ve soframızdır sazın demi
Derki milyon insandır göçtü gitti
Hepsinin acısına ve anısına şu sazın bir tınısı yetti.
Haksız mı?
Bizim bekçi Hasan atmışından sonra işçi
Bir oğlu dağların
bir oğlu sevdasının pesine düşünce
Köyünde hayatı asker alınca
göçüp gelmiş
Kısmet der kendi.
Bana kalsa zulümdür
Bir kulübe yaşayacak kadar maaşa
zimmetlemişler geceyi bekçi Hasana
Ara sıra bakınırım arada içerim çayını sigaramdan alırsa
O gözlerimden beni anlar ben alnındaki çizgilerden onu
Radyoda bir türkü paslı ve kirli
Anlatır gibi yokluğu.
Kayıt Tarihi : 19.10.2012 00:56:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nazım Çetin](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/10/19/bekci-22.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)