yaşadı 25 sene güneyin şehrinde
ekmek kavgası,geçim derdi çevresinde
istikamet ülkemin Almanyası İstanbula
tamamen gitmek tek çare.....
yoksa aynı katığı yemekten vitaminsiz olacağız
metropol şehrin apartlarında, hizmet dairesinde kapıcı
şehir halinde sebze kasaları indirmede
ömür geçti gurbetin keder yüklü caddelerinde
yakındı özlemin dik vuruşlarına
yinede sönmedi şekerden umut
gün oldu devran döndü ak salkım akasya çiçeğinde
dönmek geriye hep istenen yurda
Güney Torosların kasabasına bin metre ovada
vardı ona gülbahçesi vaadeden bir yiğen
yolunu gözleyen hediye isteyen
eylül mehtabı doğarken Fırat nehrinde
özlem şarkıları söyler kumrular
elleri yüzünde susmuş bir akşam
isyanlar dalgası coşmada terminal kapısında
uçuyor gümüşe dönmüş baraj gölüne turnalar
seçiliyor mehtabın çok aydınlık ışığında
gelecek Behram Amcam diyor! yiğen
zarif rüzğar sırdaş kaleye
içeceğiz dua şerbetini sohbetle
ona vereceğim hürmeti
şehrin en büyük türbesinde
Kayıt Tarihi : 22.12.2008 09:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri il köy öğretmenliği yaptığım bu coğrafyada ne zorluklarla karşı karşıya kaldık ve yardım eden İBRAHİM YOLCU AMCAYA hitaben yazdım...İSTANBULA gidip ekmek parası için....memleketini terk ederek....dairelerde hamallık-rençberlik yaparak GÜNEY DOĞU TORSOLARIN yüksek ovasında küçük şehirde bin bir çeşit malzeme dükkanları açarak hayata kendi doğduğu ve büyüdüğü şehre kesin dönüşü ve hasretin belini kırarak o eski memleket günlerine dönmesi...için yazdım saygılarımla

Gurbetin meşakkati çok zor olmalı...Abim de altmışlı yılların başında gitmişti, avrupa insanı, çok yıpratıyor orada çalışma hayatında kimsenin gözünün yaşına bakılmaz; iş yerleri, burada ki çiftliklere benzemez hoşça kalın...
TÜM YORUMLAR (1)