Özlemek ile özlenmemek arasında kayıp hisler sarıyor dünyamı.
Önselleri acısından önceydi, dinmiş güncelerinde yalnızlık huzura dahilidir.
-Aradığınız sevgiliye ulaşılamıyor,bir daha aramayın, aradığınız o olmayabilir. Ya da bırak o seni arasın, ararsa dünyanın sonu yakındır.
-şimdi kabuk saran bu ironin gölgesinde aşka çınar oluyorum... Geçersizdi, aşk, geçmişini arardı acılar.
-Dün ile dünyam arasındaydı ütüsüz kalakalışlar.
- Merhem olmuyor, neşter değmeden yüreğimde üreyen yarama süslü sözlerin, benimi ütülemelerin. Bunlar gidişe giydirilen cümlelerdi.
- Çırılçıplak cümlelerinde aşk libaslı gizil bir özne olmak isterdim sana.
Tene yakışan, aşka yarışan, vuslata alışan duruşlar taradım öz aynandan.
Hiç bilinmeyen bir türkü gibi,hiç tanınmış birinden, hiç kullanılmamış bağlamayla ün yapmak istedim ünlemlerinde.
Gönülle “dil”de ağıtlar yerine seninle sevdiğimiz, hatta mutluluktan ağladığımız o güzel parçamız çalınsın.
- “aşk”tı işte ne çalsa güzeldi.Şimdi en güzel şarkıda bile sen yoksun.
Ayrılığın ceset torbasında imkansız mumyalar yerleştirip gitme .
-Katledilmiş sevgilerin katili değilim. Sevdamızın Sırp kasabı değilim..
- Hitler türküsü çalmıyorum lanetli yehovacıların sabun olma akşamında…
-Her cümlede,her hecede, her gecede, her umut ışığında seni bekledim.
Terkedilmiş viranelerin son kalıntısında som bekleyişler ekledim.
Hem ayazdan, hem yazdan, hem can kırıklarından vuruyorsun.
Vuslata el çekmiş, eli tetikte olan sana vuruluşlarımı küçümseme.
-Tünüyorsun, tümleniyorsun, sızıyorsun icralık heveslerime.
- İliğime,iyiliğime, ilmime, filmime,kalburüstü bir can haline kadar kader olup kalıyorsun.
-
Yokluğuna,benli varsıllarına,gelme ihtimallerine karşı, kalibresini kendime çevirdiğim söz silahların nişangahıyım.
-Sen hazan olmaya yaprak yaprak dökülürken yarama. Ben sana yar olup
aysbergimi büyütüyorum.
Bahtıma,katransı tutkularını göçebe yapıp yalpa yalpa uzaklar sunarak gitmek hangi yüreğin sessiz bombasına eş söyler misin?
Kaosun ortasında yetişen mülteci güllerin kokusuyla aşk büyümek mümkün mü?
- Mem ile Zin olmak mümkün değilse bu aşk vatanında. Bu da zor.
-Memo şimdi Kandil ‘de taşeronların örgütünde kendi aşk vatanına ihanet etmek için domuz kebabı yiyor.
- Aşkı, kardeşliği, birlikte yaşamayı, bırakıp azınlık domuzların piç keyfinde önce kendini, sonra öz aşk vatanını vuruyor .
-Mem ile Zin olmak mesele. Bin yıldır Mem ile Zin,Ferhat ile Şirin, Tahir Zühre, Eniz ile Nazlıcan,Leyla ile Mecnun aynı aşk kardeşliğinin aynası olarak sunuldu.
- Şimdi Ferhat’ın deldiği dağlarda Memo, azınlık postallar giyerek
dışlanmışlığın filminde bir hiç uğruna, kandırılmış sevgiler uğruna zavallılaşıp, en aşağı mahlukatın yapamayacağı işlerin maşası olurken …
Söyle sevgilim, hangi vatan sana küçük …Zin olmak için aşkımıza zindan açan “ derin sülünlerin oyununda kaç şehit daha vuslatımıza can kırığı olacak.
- Anne olmak için onca hasretin vardı, bir oğlun olsun bir de kızın olsun. Oğluna benim adımı, kızımıza senin adını vererek bu bitmez sevdanın “ manas destanı olacaktık.
- Senden öncesi benden öncesine eşdeğer bir aşkın şaşkın bitişlerinde yıllar beni sana sundu. Ben senin yürek devletindeyim.
- Derin devletin, taşeron örgütlerin maşası değilim.
Sensiz günlerimin sessizliğinde çalkalanıp durdu huzurum. Bu aşk vatanımın her karışına seni yazdım.Büyük bir sevda medeniyetimiz var.
-Başka toplumlar köklerimizi bile sayamazken biz seninle uzak kaldık.
- Aynın ilçede yalnız iki devdik.Bizi bize taşıyacak trenimiz yok.Mayınlarla döşeli raylarda, çıkarsız sevmek taşınmıyordu.
- Güven erkek ismi olmuş, gayrı birbirine güvenen çiftlerin sayısı
sayılara sığıyordu.
- İlgi,kız ismi olunca, her şey on sekiz yaşına kadar yamalanıyordu hayata.
- Büyük şehirler mayamızı bozmaya devam ediyordu. Modernizim aşk yerine sekse kapı aralıyordu.
- Sosyolojik permalarımızda perişan sahneler büyüyor, hormonlu bir sevda nesli yetişiyordu.
-Sana varmak için var olanlardan , var olduklarımdan arınsam da ben de bu kentin, bu yeni toplumun genç bir çıyanıyım.
- Ben de kendi dünyamın Behlül’ü… Behlül’ler ölmez , vatan bölünmez.
- Senin limanında el sallamak için aşka yoldum; nice güzeller geçti yaramın üstünde bir gün sen yolum eskimedi.
Şimdi göz bebeklerimin temasında sana bakmak dersi.
Meşhur bit kitabın baş kahramanıydı beni okudular, sen çıktın.
Aylardır seni bekledi sayfalarım; ela gözlerinle okuyup ela sevdamıza birkaç kelam ekleyesin diye.
Kayıt Tarihi : 21.6.2010 01:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/06/21/behlul-ler-olmez-ask-vatan-bolunmez.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!