Behçet Necatigil,
çalışma odasına çekildiğinde
evde yürüyen kedinin ayak sesleri duyulurdu.
1.
1970 Yılının Eylül ayı..İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü. Fikirtepe. Padişah V.Murat'ın av köşkünün bahçesi.. Bugün İstanbul Atatürk Fen Lisesinin bulunduğu alan..Daha önce girdiğimiz sınava yuvarlak bir sayıyla bin erkek, beş yüz bayan başvurmuş.. Alınacak yatılı öğrenci sayısı beş erkek, beş bayan.Bin erkekten beş kişinin arasına girmek, benim gibi taşradan gelmiş biri için çok zor. Önce yazılı bir sınava katıldık. Sınavda sanırım yüzün üstünde öğrenci var. Sınavda en başarısız bendim belki de..Ne Divan Edebiyatı, ne de dilbilgisi..TÜRKÇE ÖĞRETMENİ olmak için sınava giriyorduk.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta