Mermere şekil verircesine taş ustası gibi
Yontar, cilalarsın rüzgarınla,
Taşlaşmış yüreğimi hayat.
Kırkbir baharatın kokusu gibisin,
Rüzgarda savrulan.
Kuzeyden başka esersin;
Bir gün gelip de aniden
Bir yıldız gibi göklere kayıp
Oradan sana göz kırparken
'Bu akşam nasılsın canım? ' dermisin?
Meraklanma, ışığım sizleri
Hep aydınlatır sonsuza dek.
Sessizliğinin çığlığında
Boğuluyorum.
Konuşuyor,konuşuyor
Duyuramıyorum.
Sen benim çığlığımda bensiz;
Ben senin sessizliğinde sensiz.
Dosttan haber gelmiş ben bende yokken,
Alamadım selamını gönül telinden,
Bitsin hasretlik diyor gelsin sıladan,
Yaz gülleri solmadan, alam yarin elinden.
Sönmek için, yanmak gerek.
Yanmak için, bulmak gerek.
Bulmak için, aramak gerek.
Aramak için, yola çıkmak gerek.
Yola çıkmak için, istemek gerek.
İstemek için, akıl gerek.
İnsanın yüreğinden parçalar koparırcasına
Aramızdan kayıp gidiverdiler…
Geride bıraktıkları kederli,
Geride bıraktıkları acılı,
Geride bıraktıkları suskun…
Göğüslerimizi sıkışık,
Ufuktan gelen bu sesler nedir?
Nal sesleri mi bunlar?
Mehmetçik süngü takmış ölüme koşuyor,
Yüzünde korkunun zerresi yok.
Adeta düğüne gider gibi hızla ilerliyor.
Koşmuyor sanki kanatlanıyor,
Sabahı sana yolladım,
Kokun rüzgara karışsın,
Dönüp gelsin bana,
Seni yanımda hissedeyim.
Güneşi sana yolladım,
Ne yaprağın rüzgarda titremesi
Ne tülün açık pencereden çıkıp gitmek istemesi
Seni gördüğümdeki ürpertiye benzemez.
O aniden başlar,
Hafiften giderek artar,
Sarsıntılar yedi şiddetini geçer.
Neden böyle yaptın be ustam?
Bırakıp gitmenin sırası mıydı?
Kim bize işi öğretecek?
Kim bize yanlışımızda fırça atacak?
Kimin gözlerinin içine içine bakacağız?
Gönül nafakamızı kimden alacağız?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!