Dereköy sırtından gözlerim yolu
Ne sen geçiyorsun ne haberin var
Sevgin çağlayanım sözlerim dolu
Ne sen geçiyorsun ne haberin var
Geceler zifiri mevsim çok ayaz
Kıskanma be sevdam bu esen rüzgar
Sadece dalında gezinir senin
Karardı dünyam kalmışım bizar
Bedenim gölgende gezinir senin.
Kıskanma be sevdam bu düşen sözler
Kırılan gönlümü kapattım zalim
Gül olsa Gülşen de açamaz artık
Yaprakları tek tek koparttım zalim
Olsa da Cennet te kokamaz artık
Ah-u zar etsen de sineye attım
04 Nisan 1997. Türk Dünyasının Başbuğu Alparslan Türkeş vefa etti. Kar – tipi vardı. Boran olmuştu yine. Dünyanın her yerinden insanlar vardı. Her kar tanesinin altında bir insan vardı tesbih gibi. Dondurucu soğukta son görev yerine getiriliyordu.
Camiler, iş yerlerinin lavaboları almadı insanları. Kar ile abdest aldı insanlar. Beklide hiç biri o ana kadar böylesine üşümemişti. Her saç yada bıyık telinin uçlarında donmuştu nefesler. Su tanecikleri halinde duruyordu. Göz yaşları yanakların üzerinde oturmuş kala kalmıştı. Evet Millet üşüyordu. Donuyordu. Ankara caddeleri, sokakları taşmıştı. Bentler kaldırmıyordu insan selini.
Her görüşten kişiler son görev için hazırdı huzurunda. Hakk’a yürüyen MHP Genel Başkanı değildi. Türk- İslam dünyasının lideri, Başbuğ Alparslan Türkeş ti. Bilinçli gelmiş bir insan seli vardı. Son nefesini verdiği andan itibaren fani olanlara emaneti Türk_İslam Ülküsü temeline oturtulmuş devasa bir hayat biçimi. Dünyanın ahirete uzanan köprüsüydü sanki. İki şerit halinde ilerledik. Bozkurt dedik kendimize bazen, bazen Alperen. Ama köprü aynı köprüydü. Menzil aynı menzil… Kimimiz farkındaydık, kimimiz farkında olamadık belki. Ama güçlü temeli olan Nizam_ı Alem Ülküsü bu güne kadar sapa sağlam geldi. Ve inanıyorum ki Türkiye cumhuriyeti nin Payidarlığı bu fikir ve bu fikrin fedaileri tarafından sağlanacaktır.
Hayalin gözümden gitmiyor yarim
Rüyalar seninle kehribar gözlüm
Özledim gözlerim gülmüyor zalim
Bakışım seninle kehribar gözlüm
Günleri geçirdim sensizlik zordu
Çöllerde damlaya hasret kalmışım
Göz yaşım aktıkça çağlar sel eyler
Gurbet pınarıyım gurbet akmışım
Zerremi tadanı bağlar kul eyler
Ufkumdan yükselen doğan güneşim
Bir küçük mesele, ayrılık verdi.
Gözlerim arıyor, sefası güzel.
Kendisi şiirdi, bir yanık sevgi.
Gözlerim arıyor, sefası güzel.
Toplanmış saçları, yüzünü açar.
Gözlerim ayrılık türküsü söyler
Akan her yaşımda saklıdır adın
Şahit olsun dağlar şehirler köyler
Her köşe başında saklıdır adın
Aldığım nefeste hatta suyumda
Beş yüz elli kişi aynı minder de
Peşrevi çektiler durdular gardaş
Yetmiş milyon kişi ise seyirde
Elleri çırptılar vurdular gardaş.
Ortak idealde beraber sandık
Göğsüme bin kurşun saplansa bile
Tahribat vermezdi sözlerin kadar
Hasretin dağ gibi katlansa bile
Tahribat vermezdi sözlerin kadar
Doğmamış poyrazım esmese bile
Güzellikleri paylaşmak ne güzel
Şair yüreğini tebrik ediyorum
Paylaşım için teşekkürler
Selam sevgi ve muhabbetle
Güzellikleri paylaşmak ne güzel
Şair yüreğini tebrik ediyorum
Paylaşım için teşekkürler
Selam sevgi ve muhabbetle
Güzellikleri paylaşmak ne güzel
Şair yüreğini tebrik ediyorum
Paylaşım için teşekkürler
Selam sevgi ve muhabbetle