Surada oturmus seni düsünüyorum.
İcime biraktigin, beynime vuran gölgeni
Yalniz bir kipirdanis bu.
Samanyolu’na bakip,
Etrafimdakileri duymamaya calıslisiyorum
Seni düsünüyorum saman yolunun altinda.
Biliyorum sen bana hiç yalan söylemedin
Kendineydi yalanlarin.
Sevgin kendineydi.
Ben sadece sahittim.
Sen sadece yalnizliktan bahsettin.
Sevgi yalnizligi kapsamiyordu.
Yaşlı ve işe yaramayan bir palyaço gibiyim
Dümdüz boşluğa bakıyorum
İfadesiz
Bir ifade arıyorum,
Kalanımdaki boşluğu dolduracak.
“bu yıkıntıdan çık” diyor
Alısik olduğum bir ritüeli uyguluyorum bu gece.
Ortacagdan kalma.
Bir sala yatirip aski, govdeni, güluslerini,
Yarım da kalsa duslerimi
Atese verip kalan ne varsa itiyorum sandalını.
Atese verip kalbimden ugurluyorum seni
YAGMURKIRAN
Dostunum
Ama disaryda yagmur yagiyor.
Hüzün çarpiyor pencereme
Gök gürlüyor,
AY Isigim
Duman olmus her yer duman
Yalniz gece
Yalniz ben varim, bir de piyanonun sesi.
Kalbim mirildaniyor çok uzaga.
Ne bir yön,
Ne bir adres
Yön duygusu gelismemis bu ben
Nasıl bulur seni bu koca sehirde
2001
Sadece bir mektup var elimde.
Az önce parmaklarımın arasından kayıp gitti.
Dostluk ve benim gücümden bahseden.
İkisi de ben değilim.
Resminin üzerine yüzüm yansıyor
Bir kâğıt parçası kadar anlamsız düşlerim
düştü ömrümden umut
sıyırıp çıkardım kirli bir esvap gibi
çırılçıplak kaldım ayazında yaşamın
yürüyorum örtünmeden, tutunmadan
silkeledim düşüncemi düştünüz yere
kalkıp gittiniz
Duvarlarımda yalnızligın, boşvermişliğin kiri nemi
Yanık sandık kokusu...
Elimde bosa havada kaptığım gelinçiceği
Ayaza vurmuş soluğum
Kozasında kuruyup kalmış can...
19.02.2008
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!