Duygular hazır bu geceki itiraf şölenine
Hava cam gibi parlak
Yıldızlar tüm ihtişamıyla gülümsüyor yeryüzüne
Kızıl saçlı çingene coşuyor,
Ucu fırfırlı eteğiyle
Müziğin ahengine kaptırmış kendini,
Ateşin etrafında dönüyor pervane
Savruluyor saçları, kumlarda çıplak ayaklı çingene
Parmağında zillerle,
Ruhu hazır hayatının son gösterisine…
Kemancı geçiş taksiminde,
Kalabalık içinde gözler çengide…
Kıvrak figürler de yaşamını çizmeye başlar.
Saçlarından bir tutam düşer alnına,
Ve alnı ak! …
Sıralanmış acıları bir bir fırlatarak,
Döner ateşin etrafında!
Gözlerinde kazanmanın zaferi parlar…
Ve…
Geceyle flört yeni başlar.
Yalnızlıkların kızıl saçlı prensesi,
Sol kulağına sıkıştırmış kırmızı gül!
Dallı çiçekli eteği, al benisi fazla.
Avuçlarında kader çizgisi anlatır geleceğini,
Kavuşamamış sevdiğine, onda da yürek yaralı belli.
Bahtı doğuştan karalı…
Mesken tuttuğu karlı dağlara kıyılmış nikâhı
Bebek yüzlü çingene kızı…
Mustafa KARAAHMETOĞLU
22.07.2013
Kayıt Tarihi : 8.9.2013 16:19:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hepimizin hikayesi vardır. Elbette şiirlerin de. Yaşananlar, yaşanamayanlar, hiç yaşanmayacaklar. Dün gece erkenden yattım. Uyuyamadım, uyku tutmadı. Sağa dön, sola dön, adeta geceyle flört ediyordum. Ne yapmalıydım? “Hadi kalk! Hisarönüne bar’a git” dedim, kendi kendime. Fethiyenin en gözde barı, yeğenlerimin. Oraya gidince hemen kasaya otururum… İçeride çiçekçi bir kız dolanıyor. Dikkatimi çekti. Güzelliği anlatılamaz. Bir ara para bozdurmak için yanıma geldi. Biraz konuştuk. Üzüldüm sanki… Sonra muhabbet arttı. Çengilik yapıyormuş. “Abe birazdan, programa gideceğim, Çalış Sahili kumsalına, gelsene” dedi. Kabul ettim. Beraber çıktık. Dans edeceği mekana gittik, çok güzel kıl çadırlardan yapılmış, canlı müzik yapılıyor. Üç beş dakika izin istedi. Bana da bir yer gösterdi, oraya oturdum. Sonra bir alkış tufanı koptu, anlamadım gitti. Çiçekçikız gitmiş, yerine “Bebek Yüzlü Çingene Kızı” gelmişti… bakakaldım. Şaşırdığımı fark etti yanıma geldi. İçecek birşeyler söyledi ve işine döndü. Kumsalda yakılan ateşe doğru dans ederek giderken, arkasından süzdüm, adeta vücudunda kemik yoktu, bu kadar da güzel dans edilir mi? Bir an öylece kalakaldım. Cebimde kağıt kalem taşırım desem yalan…. Telefonu elime aldım ve yazmaya başladım…
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!