Bileği burkuk ürkek tay gülüşlüydüm acıdan yanarken, gökyüzü kıp kızıl kan!
Kurak düşler, ışıksız renkler, tehlikeli bir yalan uçuyordu sanki başımın üzerinde!
Bir acı votka tadı yakalıyordum baktığım aynalarda, aç bir kurt gibi iniyordu yüzüme hüzün!
Ve çökerken sancılı yüreğime zifiri karanlık, gün batımında aradım seni, dalganın sahilinde!
Kalsa bile kıyamet ertesine yalnızlık, örtmeye yetecektir gelecek kaygılarımın üstünü bu dantel!
Can bedende kuşken, çırpınıp durdu da terk etmedi vücudu; sarıldım yaşamın ipine sıkı sıkıya!
Yüzüme donmuş umarsızlığımda, sessiz kanayan yaralarımı sağaltacak ılık bir nefes, bir merhem, ses bekledim.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bütün yollarda kaybolmuşken,çok eski bir şarkı gibi unutulmuşken Bir çocuk ürkekliğinde akşam kızıllığında yeniden doğmak...
Mükemmeldi...
Sonsuz kutlarım..
Saygılar.
Yürek sesinize tebriklerimi bırakıyorum. Çok anlamı paylaşımdı.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta