Be ölüm….! Şiiri - Feriha Ceylan

Feriha Ceylan
219

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Be ölüm….!

BE ÖLÜM….!

Kara kışta neydi,
Neydin sitem ettin.
Ağlayınca zordu.
Zoru gördün uçtun gittin,
Kar boranda dünya dardı.
Dar diyara hasret ektim.
Hasretim başımda,
Hasreti yaşadım be ölüm.

İsyandım sana,
Neden yittin nerdeydin?
Ziyan aklım ermez buna,
Bu sevdaya kastın neydi?
Büyütürken yoktun,
Sil demiştin beni.
Hasrete yazmışken ismini,
Sen canıma neler ettin.
Yüreğimi dertle yıktın.
Sevdamın içinde,
Sevda yaşadın be ölüm.

Suda seyredip düşlerimi`,
Salıverdim gerçekleri,
Dalıverdi selviler göğün önüne,
Ömürdü akan nehirde,
Dindi fırtına güne,
Çoğalırken candı umuda.
Sarıldın ömrün damarlarına,
Hani yoktun ya?
Açarken sevdaya,
Yalnız değildi artık bozkırlar,
Poyraza doğan Güneş’e,
İstemedin ne içler çektin,
Baharlar içinde,
Baharı yaşadın be ölüm.

Saçların önümde,
Rüzgarın yeli,
Ateşinle yüreğim,
Küllerden seldi.
Bana da Azrail’in meramı geldi.
Ardımda koyduğum,
Yolum oldun be ölüm.

Gülüm;
Yeniceli sürgünlerde,
Kırağı vurmuş,
Dalı da küskünlerde,
Kanla dolmuş.
Ciğerlerim üzgünlerde,
Tutsak ettim öfkelerimi.
İki sözüm var:
Ağıtlaşmış,
Ağızım da dar; mühürlü.
Dudağımdan söyletmem,
Seninle baharlar da zulüm var.
Önümde acılar,
Ömür göğsümde har
Canıma mesken tutmuş yabancı diyar,
Meskenler seninse,
Meskenim oldun be ölüm.

Feriha Ceylan
Kayıt Tarihi : 11.5.2007 13:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nuray Ülker
    Nuray Ülker

    Tirmizi ve diğerleri rivayet ediyorlar...Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
    'Allah (c.c) bir kulunun belirli bir yerde ölmesini takdir ettiği zaman, o yerde ona bir iş nasip edip oraya gönderir.'
    Deylemi (r.a) den:
    'Her doğan çocuğun göbeğine, kabrinin toprağı serilir. Öldüğü zaman oraya (kendi toprağına) döndürülür.'
    Ebu Hatem (r.a) der ki: 'Ebu Bekr (r.a) ile Ömer (r.a) için bundan daha iyi bir fazilet göremeyiz. Çünki onların toprakları Resûlullah (s.a.v) ın toprağındandır.'
    Tirmizi (r.a) rivayet ediyor:
    Resûlullah (s.a.v) Medine civarını dolaşmak için çıktı. Aniden kazılmakta olan bir kabirle karşılaştı. Hemen oraya gidip durdu. Ve şöyle buyurdu:
    - 'Bu kimin kabri ?'
    - Habeşlilerden bir adamın.
    diye cevap verdiklerinde, şöyle buyurdu:
    'Lâ ilâhe illallah! Ülkesinden geldi de asıl yaratıldığı toprağa mı gömüldü.'
    İbn-i Mace (r.a) rivayet ediyor:
    'Kulun eceli bir yerde sona erecekse, bir işi çıkıp oraya gider. En son adımına ulaşınca, Allah (c.c) onu orda öldürür. Ve onu orada diriltir. Kıyamet günü o yer şöyle der: 'Ya Rabbi, işte bana emanet ettiğin adam budur!'
    Bu sebeple âlimler şöyle dediler: Kul sefere çıkarken herkesle helallaşmalı. Borçlarını ödemeli, vasiyetini yapmalıdır. Alacaklarını ve borçlarını söylemelidir. Çünki o yolculuğundan bir daha dönüp-dönemiyeceğini bilemez.


    İmam-ı Şa'rani
    Ölüm, kıyamet ve diriliş
    Sayfa:81

    Cevap Yaz
  • Yakup İcik
    Yakup İcik

    'be ölüm'seni sükut icinde bekliyorum...

    Cevap Yaz
  • Ercan Kurt
    Ercan Kurt

    .
    VUSLATIN SAATİ BEŞİ BEŞ GEÇSE,
    AĞARSA SAÇLARIN DÖNSEN DE KELE,
    GELMEDEN AZRAİL ÖLÜNMEZ HELE;
    KONUŞMA A BACIM;GÖZ GÖRE GÖRE...
    .
    der'di bi şair...
    .
    Der'di deş'me der'di, bi başka şair...
    .
    Ölümle dertleşmek:kolay; zanaat değil

    -Değil mi Efendim?
    .
    Saygılar...
    .
    Vesselam

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Feriha Ceylan