Merhametle nedâmetin arası,
Bir bayat somun,üç zeytin tanesi.
Ne kolaymış çâre-gânın rızâsı
Alın yazısıysa Hamd-Ü Senâ’sı.
İçine dolan aynı,ne fark eder?
Tencerenin paslısı,kalaylısı.
Şükür,yedik içtik Elhamdü-lillâh.
Hamd ile hısımdır fakir duâsı.
Gönüller zengin olsun,ne fark eder?
Elbisenin pullusu,yamalısı.
Aç'ın afyonu,zenginin terânesi.
Allah’mı bağladı rızkını? Hâşâ!
Ertelenen,haramzâde mirâsı.
Nerededir hocası,ulemâsı?
Ezberidir Hâ’sı, Cim’i,noktası.
Bilmez ne haldedir yetim sofrası.
Tesbih ile sayılır kaburgası.
Şu mecâle yokmudur bir fetvâsı?
Adam’a saymasalar,ne fark eder?
Sıradadır aç kölenin arkası.
Yeter ki şenlensin Hünkâr sofrası! .
Yaşadıkça İblis’in şürekâsı,
Tükenmez Âlem’in fukarâsı.
Var dır alâmetin rûz-i belâsı.
Azrâil’dir nefeslerin kedhüdâsı.
Ye kürküm ye be kahpenin Dünya’sı.
Çâre-gân…çaresiz.
Hamd-Ü Senâ….Allah’a şükretmek.
Şürekâ…..ortaklar.
Rûz-ı belâ….Kıyamet günü.
Kedhüdâ….kâhya.
Nedâmet….pişmanlık.
24-12-2008.
Vedat KorunKayıt Tarihi : 24.12.2008 13:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)