Ayrılık kapıyı çaldı.
Yosun tutmuş hazin akşamlarda tebessümler
Ninni söyleyen annemi ararken
Kanatlanıp uçan sokak kuşları
Mevsimsiz ümitler dağıtıyor gittikleri yerlere
Yanıma gelen kaybedişler annemi hatırlatırken
Uzak ülkelerin güneşlerindeki sevgiler
Şimdi hasretin hangi ülkesindeler?
Aziz insanların uğurlanırken gidişleri,
Annemin hayata bakışıydı adeta.
Giden umutların zincirleme trafik kazasında ölmesi,
Aslında ayrılığa konulan son veda busesiydi.
Defterlere yazdığım nice aşk şiirlerimin adı olan sen anne
Başımı okşarken ne kadar da güzeldin yeryüzünde.
Dilbilgisinde yaptığım hataları düzeltirken
Fen dersimi hiç anlamadığın halde bana yardımcı olmak için
Yan komşumuz Fatma teyzeye gitmen ne kadar güzeldi.
Her gün güneşle birlikte hayatıma doğman
Ömür boyu yanımda bulunacağını düşünmek
Çocuksu hayallerimin tek düşüncesiydi.
Takım elbisesi olmayan çocuk,
Kaldırımda yürürken başı eğik ve sessizdi.
Herkesin güzel kıyafetlerini giyip geldiği o bayram günleri
Evimizde sadece biraz şekerin olması anne kaderimiz miydi?
Sen kadercilik oynamayı hiç sevmezdin
En sevdiğim özelliğinde buydu
Bayram günlerinin hüzün tufanında
Beklediğin misafir belki de Tanrıydı.
Bol poğça yiyebileceğim,
Bol kola içebileceğim,
Benim hiç akrabam yoktu değil mi anne?
Umut bizim baharlarımıza hiç uğramazken
Bitmek bilmeyen acıların içinde yoğururken hayat bizi,
Seni hiç anlayamamışım be anne!
Hasta olduğum o kış gününü hatırlıyor musun?
En çok bir yakına ihtiyaç duyduğun o anı
Tek başına beni hastaneye götürmen
Ondan sonra seni gözümde süper anne yaptı.
Sabaha kadar yanımda kalman
Bana hiç babasızlığımı hatırlatmadı.
Anneler gününde aldığım o saç tokası
Sana ne kadar da çok yakışmıştı anne.
Gülümserken başucuma gelip sıcacık
Beni uyandırmak için geldiğin sabahlarda
Bir daha hiçbir kadın bana o kadar güzel gülümsemedi anne.
Hatırlıyor musun bana ördüğün kazağı
Bir türlü olmamıştı,her gün büyüyor musun diye gülerdin
Söküp söküp yaptığında kış çoktan bitmişti,
Ama sen o kazağı bitirememiştin.
Sonbahar,sonbaharda bıraktığı yapraklarının baharda giyerken
Gemiler kalkıyordu bilinmez ülkelere, ben senden pamuk şekeri isterken
Sen hangi gemiyle gitmek istersin diye sorarken
Pamuk şekeri olan gemiyle demiştim
Yüzdürürken kağıttan gemilerimizi büyük denizlerde
Pamuk şekeri ısmarlıyorduk
Kağıttan gemilerimizin kağıttan kaptanına
Bay bay ederken kıyıdan, bir biz gerçektik değil mi be anne?
Mahallede top oynarken kırdığım camın arkasında,
İlk aşk bana gülümserken,
Komşu kızı Nalan'a aşık olduğum gün
Yanımda sen varken,
Hayat ne kadar da güzeldi.
Peynir ekmek yediğimiz o günde aşk karın doyurmuyor derken
Ne kadar da haklıydın be anne!
Maçtan nefret ederdin biliyorum
Sen Bir İstanbul Masalını izlemek isterdin
Ben ise Galatasaray Fenerbehçe maçını
Senin mısır patlatıp,
Sonuna kadar o maçı sıkılmadan, benimle izlemen
Ne kadar harika bir şeydi.
Bir nisan şakan Hakan Şükürün fenere geçtiğiydi
Ne kadar da gülmüştük hatırlıyor musun be anne.
İkimizinde en sevdiği film, Battal Gazi filmleriydi
Bu anam için bu babam için derken kimi öldürüyordun be anne.
Benim için karizmayı sıfırladığın da Cüneyt Arkın oluşun
En arkalarda Antuandan intikamını alıyordu.
Benimle aynı takımı tutman
Okul maçına seni davet etmediğim halde
Benim için oraya kadar gelip beni alkışlaman ne güzeldi.
En arkalarda oturup beni utandırmak istememen
O an için ne kadar da mantıklıydı.
Ne kadar aptalmışım be anne!
Orada utanması gereken bendim
Yanıma gelen sınıf arkadaşımın uzattığı o kağıdı,
Senin yazdığını nasılda anlayamamışım be anne!
Hayranlarım çoğalıyor deyip çöpe attığım o buruşmuş kağıdı
Sonraları cebinde bulmak benim için ne kadar da acıydı.
Beni dizlerine yatırıp koca bebek diye sevmen
Ve bana okuduğun Don Kişot romanını hiç unutmuyorum
O kitapta kimi sevmiştin be anne,
Sanço Panzayı mı,yoksa Don kişotu mu?
Yaz akşamlarında bana ısmarladığın o dondurma
Balık tuttuğumuz o deniz kenarı
Unutulmaz anların, unutulmaz hatıralarıydı.
Gökyüzüne bakıp o yıldız benim bu yıldız senin derken
Liseye başlayışım seni ne kadar da mutlu etmişti
Ceketle pantolonum biraz fazla tutsada
İlk gün beyaz gömleğim olmadan gidişim
Seni biliyorum çok üzmüştü ve etkilemişti.
Kantine haçlıksız gidişim ilk değildi
Ve azığıma koyduğun peynir ekmek dürümü
Bana ilkokul günlerimdeki pekmezli ekmeği hatırlatırdı
Kitabıma ekmekten pekmez akmıştı.
'Ali ata bak'kitabımı bir sene pekmezli okuduğumdan mıdır bilmiyorum
Anca ikinci sınıfta okumayı sökmüştüm.
Yağmurlu günlerde ayakkabımın delik olduğunu anladım
Mavi renkli önlüğüm hala bana güler biliyor musun anne,
Yamuk taktığın o yaka yüzünden.
Fazla maç yapmaktan aldığın onca ayakkabı
Kalitesiz olduğu için maç yaparken gidiyordu tabanı
O zamanlar 'nike' ayakkabım olmasını,
Sırf arkadaşlarımda olduğu için istemiştim
Yürüyüp gittiğin yol paralarıyla aldığın
'Adidas'ayakkabıya ne kadar da çok sevinmiştim
Ne büyük kadınmışsın be anne! Ve ben ne kadar aptalmışım.
Lise yılları başını çok ağrıttım biliyorum
Matematik hiç geçemediğim ders olmuştu
Edebiyatta o senenin aşık olduğum kızına bir şiir daha yazıyordum
Mavilerde umut yarım yamalak yaşanmıyor be anne
Çalış çabala adam ol derken,
Tarih dersinin tarihi anlarından biriydi
Başaramacağımı çok düşündün biliyorum matematiği
Ama o senenin karnesindeki beş notu seni ne kadar da mutlu etmişti.
Birlikte dışarıda üç beş kuruş biriktirdiğin parayla
Yediğimiz o yemek ne kadar da güzeldi.
Sana duymalıymışım büyük aşkları be anne
Ama ben hiç aşkın sende olduğunu düşünmedim ki,düşünemedim,
Ama senmişsin aşkın Tanrıçası.
Üç ayda bir hayal yağmurunda ıslanıp
Mevsimlerimin yağmursuz açan çiçeği
Ne kadar da belliydi, sen varken baharın gelişi,
Ödeyemediğim borçlarımın senetsiz sevgisi,
Aslında sendin be anne!
Seni ağlarken yakaladığım günlerde
Gözüme toz kaçtı demen ne kadar da inandırıcıydı.
Çok safmışım be anne!
İlkokuldayken arkadaşlarımı eve davet ettirmeyişinin sebebini,
Şimdi daha iyi anlıyorum
Lisedeyken zaten ben getirmedim ama
Bizim hiç evimiz olmadı değil mi be anne?
Hep umut dilendik kaderimizden
Her şey biterken bekleyişler boşunaydı.
Sen karanlık sokaklarımın yok oluşunu hiç görmedin
Düşerken bütün hayallerime bombalar
Şehit olan sadece ağlayışlar değildi anne
Allah'a yalvarırken her namazın arkasından,
Tek dileğin oğlunun bir adam olmasıydı.
19 yaşımda kocaman bir delikanlı olduğum halde
Her okuldan çıkışımda beni almaya gelirdin
Beklerken beni karşı kaldırımda
Kapının kenarında bekleme herkes seni görecek dediğim,
O güne nasıl içerliyorum bir bilsen...
Seni gören arkadaşıma,o benim annemdi, diyemedim anne.
İlk zamanlar utanıyordum senden
Kız arkadaşıma senin bir fabrika işçisi olduğunu söylemedim
Sana o kızdan az değer ver mişim ne olur affet be anne!
Veliler toplantısına getirdiğim o yaşlı bayanı,
Annem diye göstermem gerekmezdi biliyorum
Ama 19 yaşımın aptallıkları hâlâ geçmemişti anne.
Lise diploma törenimde seni en arkalara oturtmam
Şimdi ne kadar da acı geliyor
Bitirirken liseyi benim için saçını süpürge ettiğini
Hiç anlayamamışım,be anne.
Çocuk odam, olmadan çalıştığım o kışın soğuk günlerinde
Çözerken matematiği o senenin kışında çok üşümüştüm be anne!
41 yasin okuyup yedirdiğin o pirinçlerdi belki de benim tıpa girmem
Belki de senin beni dışarda beklemendi saatlerce dua ederek
Hangisiydi bilmiyorum ama en güzeli
Sınavdan çıkınca bana sarılışın,
Dünyanın bütün hazinelerine değerdi.
Nasıl geçti demeden,nasılsın dediğin gün,
Beni anladığın için sağol be anne!
Senden ayrıldığım o gün üzülmem gereken çok şey vardı biliyorum
Zeytinyağlı dolma koyarken azığıma
Bir daha hiç zeytinyağlı dolma yiyemedim anne
Gittiğim bu şehir seni ne kadar da çok özlettirmişti
Her telefon açışında hatırlanmak ne kadar da güzeldi.
Saatlerce seninle konuşmak günümün yorgunluğunu hafifletirdi.
Sen benim en büyük sevgilimmişsin be anne.
Ayrılık son deminde bu kadar acıklı olmasına gerek yoktu
Anne, soğuk akşamlarda şiir yazdığım en özel kadın
Artık matematik dersinde çok başarılıyım
Ama hâlâ edebiyatta şiir yazıyorum
Tatil aralarında yanında olurken beni terminalde beklemen
Beni aşk çocuğu yapıyordu belki de
İki sevgilinin birbirine sarılışıydı ilk kucaklaşma,
Saatlerce öyle kalabilmekti aşkın diğer adı.
Eve gidince en güzel yemekleri yapmandı benim için
Sen sevgini bütün yeryüzüne bırakırken,
Ben artık bir doktordum.
Bu sefer seni en arkalara oturtmadım
Ön tarfalardaydın ama koltuğun boştu.
Tıp diplomamı alırken ilk ağlayışımdı herkesin önünde
Sen hâlâ arkalarda bana tebessüm ederken
Çıkışta beni alan,elimden tutan kimse yoktu.
Elinde çiçeklerle beni bekleyen bir sevgilim yoktu artık hayatımda
Eve gidince en sevdiğim yemekleri yapan o özel kadın,
Artık hayatımdan gitmişti.
Onu bir gün rahat ettirecektim
Fabrika işçisi olduğu için gurur duyacaktım
Bir zamanlar utandığım o özel kadına
Herkesin içinde bu benim annem diyecektim
Anne karanlık dünyalarıma ışık saçan kadın
Şimdi mezarının başındayım
Keşke ikinci bir şans daha verse Allahım
Seni olduğun gibi kabul eder,
Bütün aşk şiirlerimi, sana yazardım.
***
Bu kadar büyük bir sevgi, nasıl farkedilmezdi yeryüzünde,
Farkettiğim bütün yıllar,senden utanarak geçmiş,ne olur affet be anne!
Kayıt Tarihi : 5.4.2007 17:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatma Saylak](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/05/be-anne.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!