Bazı yaralar kabuk tutmaz. Onlar, derinlere işlemiş izler gibi, zamanın geçmesiyle belki görünürlüklerini yitirirler ama asla tamamen kaybolmazlar. İçimizdeki bu yaralar, geçmişin acı hatıralarıyla dolu olabilir. Belki bir kayıp, belki bir hüsran, belki de bir haksızlık... Her insanın taşıdığı bu yaralar, onun geçmişini ve bugününü şekillendirir.
Kabuk tutmayan yaralar, zamanla birer hikâyeye dönüşürler. İçimizdeki bu hikâyeler, kimilerine ders olurken kimileri içinse birer direniş simgesi haline gelir. Kabuk tutmayan yaralar, insanın derinliklerinde gizli kalmazlar; bazen sessizce hatırlanır, bazen de haykırarak ifade edilirler.
Yaraların kabuk tutmaması, aslında bir güç kaynağı da olabilir. Çünkü bu yaralar, insanı daha insani kılar. Empatiyi, anlayışı ve dayanışmayı pekiştirirler. Kimi zaman kırılganlıklarımız, en güçlü yanlarımızı ortaya çıkarır. İşte bu nedenle, bazı yaraların kabuk tutmaması, insanı insan yapan değerlerin ta kendisidir.
Belki de önemli olan, yaraların kabuk tutup tutmaması değil, onların bizi nasıl şekillendirdiğidir. Her yara, bir öğretiye dönüşebilir. Kabuk tutmayan yaraların ardında saklı olan hikâyeler, insanı büyüten ve güçlendiren unsurlardır.
Asaf Eren TürkoğluKayıt Tarihi : 21.6.2024 06:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!