Bazen Var'ı Anlarsın Yok İle -
Bir yolcunun değeri nereden geldiğine değil.
Nereye gittiğine bağlıdır.
Arz ederim ki ciğerimiz pare pare.
Sizden sonra dünya viranhanedir.
Bunu çok önemsiyorum.
Kişi yola nereden başlarsa başlasın, onu tanımlayan, kökleri değil ulaşmaya çalıştığı menzilidir.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Dış dünyadan soyut, iç âlemlerinde yaşayan kimseler, kendi kendilerine tutsaklar; esir de kendileri, muhafız da.
Fakat onlar, bu vaziyeti hürriyet addediyorlar.
Dış dünya onlar için asıl hapishane.
Güzellik, ona bakan kimsenin, onda bulduğu kendine dair bir parçadır.
İkinin birlenmesi; bu bir ruh temaşasıdır.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Kişi, kendinde güzel olanı, nazar ettiği kişide yahud nesnede görür ve onu tanır. Güzeldir!..
Bu sebeple, güzeli güzel yapan ona bakan gözdür.
Kötülüğe tanık olmak, kâlbi yıpratır, umudu tüketir, kişiyi uçurumlara sürükler.
Bu sebeple her gün, bir iyiliğe tanık olmamız gerekiyor.
Şayet bana dersen ki, sen neden korkuyorsun?..
Bilmekten korkuyorum!..
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Düşünme sanatı, yaşama sevinci ile aynı şey değildir.
Düşünmeyi bilmek isteyenin ölmeyi bilmesi gerekir.
Ve iyilik kalmadıysa, bir yerlerden bulup çıkartmamız gerekiyor.
Daha ne olsun?..
Teheccüt vakti, sen kendini dert sanmışsın, halbuki dermansın.
Sen kendini kilit sanmışsın, halbuki anahtarsın.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Neyseler birikmiş içime!..
Sen bir defa kendini kusursuz görüyorsun.
Bu başlı başına bir kusur.
Nerdesin dedi deliler şeyhi?..
Aklı kıt adam, aşkından uzaklaşıyorum.
Hamal, aşkından yandım yaklaşıyorum bir duada kendimden kendime dedi.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Nereye aitsen oraya varmalısın.
Birbirine gönülden bağlı olanların bağını koparamazsınız.
Gerçeği anlayıp hakkın şahit olduğu gönüllere Maidedir aşk.
Çünkü gönüllerin birbirine nereden bağlı olduğunu asla bilemezsiniz.
Marifetullaha koş gönül, küfre sapanlar arasından.
Zira hiç şüphe yok ki, Allah'ı tanımak her hayrın aslıdır, kaynağıdır.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Biz iman ettik dersen, gökten bir Maide iner kalbin rahatlar.
Sen Allah'a olan taat ve kulluğunu arttırdığın zaman.
Meryem oğlu İsa gibi rızıklanmak istersen.
O da sana marifetini bahşeder.
Hakikat bir denizdir, söz de seraptır.
Hiç kimse deniz de serapla kanmaz.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Gözlerinizi dışarılara çevirmişsiniz, özlediğim içim.
Git, gönül kapısında otur, bekle.
Ey felek, benden ne istiyorsun bilmem, benim gibi ömrü günah içinde olan birinden.
Çünkü o gizlenen sevgili ya gece yarısı, yahut da seher vakti gelir.
Özlediğim için, teşekkür ederim, özlemime.
Tek çıkar yol, g/özlerinizi kendi içinize çevirmenizdir.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
Böylece kâlp tazelenir, umutlar yeşerir, uçurumlar yeşil vahalara döner.
Bir gün olur da, gönüldeki putlar kırılır, gözündeki perde kalkar.
Sır bağı üzerine düşen salavatla çözülürse.
O sizi yaptığını haber vermek için sanatın, sanatkârın elinde halden hale girmekte olduğunu anlarsın.
Bu hali hak sahibi gizli tutmaz.
Sen'den sana bir yardımla yardım et.
Sen insana ulaşmadan Allah'ı nasıl arıyorsun?..
(Y.ed - Takva Elbisesi Albümü)
Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 28.11.2020 01:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bizi sevenlerin gönüllerinde biz oturur, dillerinde de biz konuşuruz. Hünkar Pir Hacı Bektaş-i Veli k.s
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!