Eğitmen,Öğretmen,Şair,Edebiyatçı
Evimizin yan tarafında
Geniş alana kurulurdu
Bayramyeri.
Pırıl pırıl ayakkabılarımı,
Yepyeni elbiselerimi giyip,
Topladığım bayram paramla
Koşardım oraya.
Sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
Devamını Oku
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
Bayram nostaljisini yeniden yaşadım dizelerinizde..Ne kadar keyifliydi hatırlamak çocukluğumuzun bayramlarını...Bizim küçük şehrimize lunapark yoktu ama diğer hepsinin tadı damağımda titreşti.Bir de kocaman kolan salıncakları kurardık biz...Her bayram düşer,kolumu bacağımı incitirdim :))
Tebrikler başkanım,sevgi ve saygılarla...
Yaşam bir kitap gibidir; yaşanan tarihsel süreç bir sayfa gibi kapanırken açılan yeni sayfada tabii ki farklı şeyler yazacaktır. Böyledir diye kitabı eleştiremeyiz ama.
Sizin şiiriniz sadece geçmişe duyulan nostaljik özlemi çağrıştırıyor. Çok da güzel olmuş, kutluyorum sizi dost canlısı şair…
Bu vesile ile diyorum ki:
Bayram din inançlı topluma özge bir kültürdür. Fakat doğru mu yanlış mi yapılıyor o tartışılabilir. Geçmişte tarihin mitolojisine gömülmüş, insan kurban eden kültürler de vardı. Şimdi ise özellikle İslam aleminde aynı günde milyonlarca hayvanın yaşamına son veriliyor, kurban diye. Ne ilginç, ne korkunç… fark neresinde ki? (Örneğin, kırmızı ete düşkünlüğüme rağmen, yaklaşık on yıldır Kurban Bayramı süresince kırmızı eti kasaptan bile alıp yemiyorum; bu katliamı protesto ediyorum).
Yani yaşanan her sürecin kendine göre yeni bir yaşamsal biçimi vardır. Eskiden öyle idi şimdi de böyle olacak. Değişmez tek gerçek budur. Bu bilinci taşımak, kuşaklar arası soruna çözüm, gençliğe de saygıyı getirecektir. Onlar ki, en değerli an olan yarınımızdırlar.
Benim günümüze ve gençliğe dair söyleyeceğim; pasifistlik, asimilasyon ve teslimiyetçiliğe karşı duyarsız kalınmasıdır. Zira, kâr hırsıyla adeta kudurmuş kapitalistler artık neredeyse gezegenimizi de yakacaklar! Gönül birliği içinde buna dur denmelidir diyorum.
Saygılar…
Sn. Üstat,
Bu şiirin odak noktası geçmişin özlemidir..
Özlem bizim işimiz, geçmişimiz olmasa ne yapar
ne ederdik.. ama gerçek dursuz duraksız bir değişim yaşıyoruz.. Babamın yaşantısını tekrar etmeme olanak yok. Benim çocuklarım da beni yeniden yaşayamazlar.. katlanacağız çaresiz !..
(Bu yedinci şiiriniz, okumaya zevkle devam ediyorum, saygılar..)
Sizin zamanı bu kadar güzel anlatınca şimdiki çocuklar iyice kendi zamanlarında olmaktan mutsuz olacaklar, zaten hiçbirşeyden hoşnut olmayan bir gençlik yetişmekte, sizde (büyüklerde )kendi zamanınızı bu kadar özendirici (eksilerini eklemeden) anlatınca.......
Neyse güzel şiirdi.Ama geç doğmak da suç olmasa. Herkes zamanın getirilerini yaşıyor.Siz kendinizce çok şanslıymışsınız başkası da şimdiki çocukların daha şanslı olduğunu ve şimdiki bayramların daha güzelll olduğunu.......Şiir duygudur düşüncesinden de çokkk yüklenmek istemiyorum.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta