Bayramlarımız
Çoğumuz üç dört yaşlarına kadar eskileri hatırlarız ve hatıralarımızın bir yerinde mutlaka o yıllara ait bayramlara ilişkin birkaç renkli şey bulunur.
Aylar öncesinden müjdelenir bayramlar ve günler öncesinden çoğunlukla bayramlıklar alınmıştır bizlere. Ve yine bayram öncesinde giyilip sergilenmiştir mutlaka.
Biri Ramazan diğeri Kurban olan bu bayramları özlemle beklerdik.
Yedi yaşımıza gelip okula başladığımızda, yeni yeni şeyler öğrenmeye başlamıştık. Hayat daha da renklenmişti. Hatta yeni bayramlar da öğrenmiştik bu yıllardan itibaren.
Bahar bayramı, çeşitli isimlerle yüzyıllardır tüm uluslar tarafından kutlanmaktaydı; Birçok millet tarafından kutlanan birçok bayram da vardı elbette.
Ama bizim öğrendiğimiz bayramlar farklı idi, bize özgü idi, efsane değil hakikatti. Her birinin gerçek birer destanı olan bu günlere biz; Milli Bayramlar demiştik.
Dünyada eşi yoktu bunların, dengi de yoktu.
Dünyanın, tartışmasız en pahalı coğrafyasında, en cömert topraklar, tıpkı nimetlerinde olduğu gibi yaşattığı acılarda da göstermişti cömertliğini; Ve bu acılar terk ettiği zaman bizleri, yerini aynı cömertlikle bayramlarımıza bırakmıştı.
Bir ulusun hem var olduğunu, hem de var olacağını yedi düvele ilan eden bu bayramlar; yüzyıllarca ihmal edilmiş olan Anadolu’nun fakir bir kasabası olan Ankara’dan ilan edilmişti tüm dünyaya.
Bu bayramların belki en anlamlısı ve en meşhuru, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır. Çünkü M. Kemal Atatürk bu bayramı dünya çocuklarına armağan etmiştir.
Ulusal kuruluşumuz olan TRT’nin ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası çocuk şenliğini sevgiyle hatırlamayan var mı içimizde.
Biz kendi çocukluğumuzdaki renkli günleri nasıl hatırlayıp tatlı tatlı gülümsüyorsak; Aynı gülümsemenin çocuklarımızın da hakkı olduğunu unutmamalıyız.
Yaklaşıyor yeni bir 23 Nisan! Hiçbir şey gölgede bırakmasın kutlayalım çocuklarımızla birlikte.
Kayıt Tarihi : 4.1.2015 19:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli Naime Özeren Hanımefendi'ye ithaf edilmiştir.
Son yıllarda insanımızın ötekileştirilerek birbirine düşman edilmesi din, ırk, mezhep temelinde çatışmanın ayrışmaya giden yoluna taşların döşenmesi ile kaynaklarımızın emperyalizmin küresel şirketlerinin eline geçmesi ile milli kültürümüzde hedef alınmıştır. Gururumuz ve varlığımızın milli tadı bayramlarımızda ülkeyi yönetenlerin istekleri doğrultusunda coşkuyla kutlanmaz olmuştur. Cumhuriyet bir kaç kanallı saldırı altındadır. O kadar güzel yazmışsınız ki adeta yazdıklarınızdan gurur duydum. Çok teşekkürler saygılar sunarım...Ant++
Uyanık olmamız ve milli değerlerimize sahip çıkmamız gerekmektedir. Biz sahip çıktıkça her türlü hain plan boşa çıkacaktır. Ziyaretinize teşekkür ederim.
Teşekkür ederim Hanımefendi.
Ayrıca bir öğretmen olarak 'Ulusal Bayramlarımızın' Türkiye Cumhuriyeti'nin hafızası olduğunu, devletimizin harcı özelliği taşıdığını, bunların içinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı'nın özel bir yeri olduğunu da vurgulayacağım... Çünkü bu bayram çocuklara armağan edilen ve dünyadaki 'tek' olma özelliğini taşıyan bir bayramdır...
'Bayramlık... '
/Taş topraktı yolum izim, oldum olası
Potinimle ezip geçtim her kiri, pası…! /
İlk giydiğim andan beri ayağıma yakışmıştı
Potinimle yürüdükçe çoluk çocuk bakışmıştı…
Dimdik inerdi yolumuz tam çarşının ortasına
Telden çemberim dönerdi ben düşerdim arkasına…
………………………………………………….;
Bir akşam üzeriydi, babam eve gelmişti
Elleri ardındaydı, gizlenen bir şey vardı
Döndükçe etrafında, o muzipçe gülmüştü
Bilirdim bu halini, ara sıra yapardı…
Okşadı saçlarımı, dedi: “-Gözünü kapat”
Yumdum, babam sonuçta; dedi: “-Elini uzat”
Tutuşturdu elime, bir paket; neydi fakat?
Ve dedi en sonunda: “- Hadi şimdi açta bak! ”
Önce gözümü açtım, ardından bir kutuyu
Bir çift siyah iskarpin, baktım pırıl pırıldı
Şöyle sevip okşadım, aktı ağzımın suyu
Ama eksildi bir şey, koptu sanki ayrıldı…
İskarpinler kutuda, üzgün çıktım dışarı
Babam şaşkın bir halde, peşim sıra takıldı
Potinler kucağımda, akınca göz yaşları/m
Kaçırdı bakışını, içten içe sarsıldı…
Bir bayram öncesine, düştü veda korkusu
Biri yol arkadaşım, diğeri bayramlıktı
Yıllar sonra anladım, buydu vefa duygusu
Sırt sırta verdiğini, taşımak adamlıktı…! '
03.09.2011
Mustafa Bay
****
Kutluyor, bu tür makale çalışmalarınızın devamını diliyorum Remzi Bey...
Katkınız çok değerliydi Hocam; Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim Sn. Taşdemir.
TÜM YORUMLAR (7)