Bayramınız Kutlu Ola 2 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Bayramınız Kutlu Ola 2

Yine bayramlar talepleşir bilinçli olmanın yerine, miskinliğin sesiz kabulünü ve alçak gönüllülükle boyun bükülmesini, kişiye algılatır. Bu da, düzeni keyifle sürenle, düzeni yönetenlerin; toplumsal sorumluluklarından kaytarmasına çok iyi yarar olmuştur.

Kişiler alır olmanın ezilmesi içinde oluşla, böylece yardım vereni, yani günümüzdeki muhtaçlığın nedeni, sömürüyü sorgulayamamaktır. Günümüzdeki mutluluktan da, mutsuzluktan da, devletin tüzelliğinin; toplumun tüzelliğinin sorumlu olduğu sözleş ilmesini, idrak edememektedirler. Tüzel oluşların gerçeklenmesinin yönetimlerle sağlandığını ayan beyan sorgulamazlar.

Ve tüzelliğin gerçek kılınışını, açıkça yönetime değin denetlenir olmasını kendilerine dek düzenleşilmiş bir hak ve sorumluluk olduğunu bilemezler. Yardım alır olmanın, yardım ummanın, çaresizliğinden kaynaklı, hezimetin boyun bükülmesi ve aşağılanmasına değin alıştırılmış olmalarından ötürü; kişilerin kendiliğinden ve otomatikman oluşlar içinde, organize edildikleri hiç görülmemiştir.

Hep bu türden yardım bekler olmanın, baskı ve umudu içinde, kişiler göreceli acizlikleriyle denetlenir olmuşturlar. Kişiler, karşı tarafa değin davranışın, idrakçi ve hesapçı sorgulaması içine kendilerini koyamadığından, böylelikle kendi kişiliğini ortaya koymanın olası gelişecek cesurca ve bilinçle olacak kararları, verilen bu olumsuz, razı olurcu algılarla kırpılmıştır. Onurca ezilen edimlerin görselliği tüm İnanırların zihinlere hepten kazınmıştır.

Bayramlara değin edinilen zımni tutumlardan biri de, bayramların; geçmiş düzene dek rejimleri düzenler olan kurallarından ötürü, kendi güncel yurttaş aşamamasının nedenlerinden birisini oluşturduğunu, görememesidir.
Sadakalık anlayışın, aç kalıp yalvartılır, işsiz kalıp ağlatılır sızlatılır yurttaş tipi oluşturulmanın güdülen başarılı sırrı buralardadır! Bu durum olayın vahametini de ortaya koydurucudur.

Kurban bayramları kendi düzlemsel güncelliği içinde sosyalleşmenin, uygarlaşmanın, en temel unsurlarını ortaya korken, bu günler içinde, böylesi uygulamalarla giderek; 'yurttaş olmanın bilinci' ile dahi zıtlaşmaktadır. Kurban edimine değin değerli inanırların yardımlaşmacı olan anlayışçı tutumları, bin yıllardır; aynı şekilde sürmektedir. Devlet tüzelliğinin yeni biçimlenişinin farkında değillerdir.

Böyle bir değişmeden devam eden süreklilik anlayışı evrende; 'saltın olmayışı' kuralına da aykırıdır. Bu inanca değin hep aynı kuralın sürer olmasının insan bilincine olan bir olumsuz yansıması da, yardım veren elin, yardımı alan elden üstünlüğünü, ortaya koyuyordu! Bu uygulama insana nankör olmamayı öğütler. Alçak gönüllü olmalarını inanırına ve yardım alanına bu tutumlar kendiliğinden dayatıyordu! Yani kurbanla gözetilen, bir zamanların güzel sosyal hedefçi anlayışı, bugün içinde, güncel ve normatif ve çağdaş bir uygulama değildir.

Bayramlara değin asıl hedeften sapılmış olmanın, ve bayramlarda beklenen yararların görülemeyişi de ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu durumlar, bireysel bilinçlerde oluşan isyanı; 'bayram gelmiş neyime' denişlerlen şarkı türkü şeklinde, kendisini dışa vurdurtur olmuştur. Akrabalara, eş, dostlara yönelik aidiyetçi iletişmeli olan, zorunlu ziyaretler; bayramlara kaydırılarak, 'hiç değilse bayram ziyaretleri' biçimine dönüştürülmüş bayramların olumsuz tutumları böylece olumluyla pekiştirilmiştir.

Bayrama değin pekiştireçler bayramın sağladıkları durumlar değildirler. Bayramlar kişilere kendisini sorgulaşmanın kazanımlı bir bayramı olmaktan çok, bir ezberin rutin tutumlarını algılatmaktadır. Söz gelimi, senede bir günlük uygulama için belediye kurban yerleri hazırlamıştır. Buralarda, sıra var diye şehrin boş alanları içinde ve görsel peyzaj birimlerinde bu tutumlarla adeta suç yaratmaya koşulur olmaktadır.

Bu yasa dışı davranışlardan; insana ve insanın yaşamına ve insanın çevre düzenine değin nasıl bir saygı sevgi alameti duyarsınız? Yine insanların ve insanın yaşama düzenini sevmeyi nasıl ortaya koyarsınız? Ve yine çevreci görselce haslet ve sorumluluklarınızdan, yükümlülüklerinizden algı salcı olan nasıl bir saygı, sevgi ortaya çıkarırsınız? Tüm bunlardan, yoksula(!) senede bir et paylaştırma arzu ve iştiyakının, yani geçmişteki köleci çelişki ilikilerine balans ayarı veren bayramların katkıncı güzide ulviliğini şimdi de çıkarmak olası mı? Hele hele, bunun yolu toplum olaraktan, bu mudur?

Görsel kirlilik, adeta bir taş devri belgeselinde görüntüleri anımsatıyordu. Saygı sevgi daha işin başında hata ile başlayıp sıfıra iniyordu. Görüntünün çevresi ve görselliği, parçalanmış mamut görüntüsü etrafındaki klan grup üyeleri tutumlu düzey ve düzlemini, gözlemci insana çağrıştırıyordu! Kanla oynayan çocuklar, anlına kan süren çocukların, bugünün olumsuz örneği olan ve oyuncak silahlarıyla oynayan çocuklardan, kısmen de olsa, ne farkı vardı?

Ya hyatın içinde nasılsa şiddet vardır, denişle; çocuklar şiddete, bağışıklasın denişle; plastik, estetik, duygulardan (adam olmaktan) vaz geçecektik. Ya da hayatın içinde ne yoktu ki deyip. İnsanın insanı kurban etmesi ve insanın insanı yemesi yamyamlığı da hayatın içinde vardı! Ama şimdi de bizlerin öyle olmayacağımızı, bilmeliyiz. Yamyamlıklar, bizim dışımızda, bizim bilincinizden bağımsız olan bir zamanlara dek, zorunlu var oluşlarının gerçeklenmesi olduğunu bileceğiz.

Biz varları abur cubur, baş tacı ederek değil; sınırlaya, olumluya; seçme ayıklama ilkesini işleterek, en azından ortalama yararı gözeterek insanlaşıyoruz. Ya eli kanlı ve eli bıçaklı ve eli satırlı, BALTALI İLAH görüntüsünden uzaklaşıp, usulü erkânıyla işin olumalar olmanın, olumsuzlaşmasını yapacakla, insan oolurluğu başaracaktık. Ya da vur vuranın, kır kıranın olan bir keşmekeşi içinde zalimce oyalaşacaktık.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 7.9.2010 08:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya