Siz ana, babaya giderken,
Söyleyin ben nereye gideyim
Ben yine dört duvar arasındayım,
Yalnızım... Dinmez ki yürek sızım
Analı babalı bayramları bilmem
Hiç bayramda anam olmadı ki
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiirin hem kendisi hem de hikayesi bölüğmünde yazılanlar yürek burkucu. Bir de öyle bir fon müziği eklenmiş ki gel de şimdi iki gözün iki çeşme ağlama... Ağlama da göreyim.
Sevgili Kardeşim : Hatice Katran
Gönül imcileri sayfaya dizilmiş. muhteşem bir şiir olmuş.
Şiirdeki ustalığınızı ve bu şiirinizi, Tebrik ediyor başarılarınızın devamını diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun dileklerim ile; On dördüncü tam puanı gönderiyorum.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
Yine yüreğe dokunmuş dizeleriniz. Öyle ya 'Bayramlar analı babalı olacak ki
Bayram o zaman bayram ola… '
Yüreğinize sağlık. Tam puanımla.
* Yine Bayram! Yine Yalnızlık! *
Sessiz sessiz ağlıyor ruhum
Suskunluğa yeminli bayram sabahında
Yine çatır çatır kavrulurken umutlarım
İhanet rüzgarının kucağından esiyor
Gülmeyi unutan asık suratlı gündüzler
Gecenin dargın karaltısından artan
Ağlayamayan, küskün ve sisli gözlerim
Bu kadar iliklerime işlememişti yalnızlık
Böylesine üşümemiştim uzun zamandır.
Oysa,
Ne güzel geçtiydi çocukluğum
Yokluğa sarılı bayramların, coşkulu sabahında
Bağırtı ve telaşlı koşuşturmalarda sivrilen
Önce babamın gür ve egemen sesi
Ve ardından
Sazı alan annemin sitemli serzenişleri
Masada yatışan tatlı kavgalar
Hala çınlıyor kulağımda.
Ne zormuş meğer sessizlik
Eskiden biz olurduk
Sabahların susmayan çalar saati
Azar yankılanırken neş’e yüklü soluk duvarlarda
Uyutmazdı kuduruk sevinçler
Kabından taşardı sokak özlemimiz
Kim para, kim şeker verecek?
İnceden inceye hesabı yapılan
Ah! O eski bayramlar, ah!
Ya şimdi?
Yalnızca telefonun alarmı çalıyor
Susmayı bilmez, azardan anlamaz
Sesi de o kadar modern ve anlamsız ki!
Her darbesi ruhumu söküyor zamandan
Başka çıt çıkmıyor çaresizlik hanesinden
Kederli yutkunmalarım duyulurken
Yalnızlık acımasızca vuruyor gönül telime
Tek yarenim de bezginliğim
Ve,
Tir tir titreyen yürek takırtılarım.
Böyle işte,
Yılların günleri hızla kovaladığı
Kırgın zamanlarla eşdeğer
Buruk bayram sabahlarından biri daha
Bütün kasvetiyle karşımda salınıyor
Asmış suratını ümitsizliğim
Geçmiyor bir türlü inatçı saatler
Yığılmış üzerime tarifsiz hasretler
Aydınlık doğmak istemiyor ruhuma
Kaderden kedere tek dostum
Beni bana terk etmeyen ıtırlı hüznüm
Ve,
Akıp giden, kırgın gönül yaşlarım
Bir başımıza beraberiz yine kol kola.
İşte,
Bugün yine bayram
Yeni bir bayram, tadı geçmişte kalan
Tadına inat adını sorgulatan
Yine yalnızlık,
Yine hüzün rüzgarları esiyor içimde.
Ben böyleyim işte, yıllardır...
(23.10.2006)
Burhanettin Akdağ
Sevgili Gülperisi, sizinki bir anneye özlem, bazılarının da yaşadığı bayram sabahında evlada özlem. Neresinden baksanız ikisinin de hüznü aynı bana göre.
Bayramlar son yıllarda nedense hep hüzünlü geçiyor, bayramın neşeli adı acı ve buruk tat veriyor vesselam.
Her şeye rağmen bayramın sevinçlere veslie olması dileğimle.
Selam ve saygıyla.
Tebrikler Üstadem!
Kalemin daim, ilhamın bol, bayramın mübarek olsun.
10 puan ve antoloji.
Vesselam...
Acıttı bu şiir... Her şeye rağmen güzel bayramlara kavuşabilmeniz dileğiyle bayramınızı kutluyorum. Sevgilerimle
Şiirinde bir gerçek hayatı okudum satır satır, içim burkularak, kurgu olamaz bu. Selamlar.
Hanımefendi
Hüzün sağanağı, MUHTEŞEM bir şiirdi. Tam puan yakışır gülle bülbül gibi.
İşte bir bayram daha düşüyor kapıma
Bayramlarım var... Ağıtlar düşen
Bayramlarım var... Hüzünler harmanı
Bayramlarım var... Gözyaşımda boğulan
Ve... Bayramlar yürekte közüm
Yan yazılmış bir sekiz kadar saygılar...
Âlimoğlu
Kaleminizi,yüreğinizi kutluyorum.Acı düştüğü yeri yakıyor.Allah'tan sabır diliyor.,bu şiirimide hediye yolluyorum.Sevgiler.
Bu bayram ,içim yine buruk
Anamın,babamın ve eşimin
Mezarı başında buldum mutluluk,
Kardeşlerim,yeğenlerim geliyor
Elimi öpecek,
Ayakta durmalıyım dimdik.
Bayram insanlara hem sevinç getiriyor hem de hüzün hüzün getiriyor çünkü bayramda kapısını çalacak ne eş dost vardır ne de çoluk çocuk yalnızlık vurur kapının tokmağına,
yalnızlık yürek yakar
yalnızlık yüret acıtır...
Bu acıyı bilirim yaşadım ve yaşıyorum ve seni iyi anlıyorum şairem hüzün dolu bu güzel şiirin için seni tebrik ediyorum yüreğine ve kalemine sağlık...
dizeler yürek burksada güzeldi,kutlarım
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta