Gurbet özlerden akan yaş
Gurbet dertlilere de sırdaş
Yuvadan ayrılanlara yoldaş
Gurbet masumlara arkadaş
Düşülürse eğer gurbet ellere
Hayat dediğin, doğum ile ölüm arasındaki yoldur
Diyar-ı gurbette hasret ve çile çekmek çok zordur
Gül olmak, hem de gurbette gül olmak ne zordur
Hele/hele bülbüle hasret kalmak, daha da zordur
Diyar-ı gurbette gülün derdi, çilesi bol mu boldur
Ne vakit, karla toprak öpüşseler
Kalemimle kağıdım da öpüşürler
Belleğimdeki sözcükler uçuşurlar
Leyla’ya aşk türküsü oluştururlar
Yaptığım kartopları avuçlarımda eridi
Kar üstüne kar yağdı
Yar üstüne yar sevdi
Görenler delisin dedi
O kul da boyun eğdi
Kar üstüne kar yağar
Şu kainat gördüğüm en gizemli akvaryum
Bulandırıldığında çok vahim oluyor durum
Karın kar bora fırtınaya dönüştüğü an gibi
O anı sanki çomak sokulan akvaryum gibi
Şu kainat bir açıdan bir eczane-i kübradır
Yağan yağmurdan, kardan, ıslanıyorum
Senin hasretinden, hep hastalanıyorum
Saçlarım ağardı, artık ben yaşlanıyorum
Gel artık, sensiz her yerden dışlanıyorum
B. TUNCA/25.10.2000-16.37
Geldi mi kurban akıtılır Allah için kan
Yükselir insanlık mertebesine kurban
Et yüzü görüp nasiplenir nice gariban
İslâmın beş şartından birisidir kurban
Ne zaman kurban bayramı gelse gündeme
Daha düne kadar akıl hocalığı yaptıklarımız
Maalesef bugün akıl vermeye kalkanlarımız
03.05.2005.09:03
Sular akar yatağından
Yâr bakıyor otağından
Yeni uyanmış yatağından
Öpesim geldi yanağından
Yanıyorum onun aşk ateşinden
Riyasızına sözüm yoktur
Alkışlanacak yanı çoktur
Ülkemizde yoksul çoktur
İçimizdeki ateşse koktur
Yapılan yardıma riya bulaştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!