Ömrümüzün en bakir manzarasıdır çocukluğumuz.
Yaşadığın sürece yol alırsın, yaş alırsın, insanlar değişir, hatıralar katlanır büyür, gördüğün bütün resimler değişir de;
bir tek körpe duyguların taptaze durur belleğinde.
O masum anılar usta bir ressamın fırçasından çıkan tual gibi gözbebeğinde rengarenk döner durur asla silinmez.
O silinmek bilmeyen capcanlı manzarada ailenle, sevdiklerinle birlikte geçirdiğin ilk bayram sabahlarının sımsıcak duygusu vardır.
Seneler sonra yudumladığın çayla, içinden uğurlamaya kıyamadığın ne varsa yeniden gözünde canlanır.
Sarılamadığın, dokunamadığın, gidemediğin her anı burnunda tüter.
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;