Merhaba Saygıdeğer Dostlarım,Canlarım.,
Gitgide karmaşıklaşan ve değer aşınmasıyla insan ilişkilerini farklı boyutlara çeken... Yaşanılırlığındaki hazzı, gizemi, cıvıltı ve dostluk duygularını, dahası, insani olan her güzelliği yoz çarklarında öğüten hayatın dişlileri arasında un-ufak olmamanın yegane teminatıdır; düşünen, düşünme ve muhakeme gücüyle, düşündüğünü ifade olgunluğuna sahip İNSAN!
Benliğin karanlık kıvrımlarından çekip çıkartılan olgun insan; elbette ki yaşamdan soyutlanmış, yaşama gülümseyen uzuvlarını yitirmiş insan değil; bilâkis, yaşama daha derin ve güçlü bağlarla bağlanıp tebessüm edebilendir. Bayramlar bu nedenle vardır! yaşamın ´insani´ boyutunu öne çıkararak, insanın insana uzattığı -ya da uzatması gereken- dost elini güçlendirerek; paylaşımın o engin güzelliğinde çoğaltır, kenetler birbirine, yine insanı.
Örümcek ağı içinde oluşturduğu kozasına kendini hapsetmiş bencil bir benlik, elbette insan olmaktan uzak, zavallı ve insan görünümünde bir benliktir! Beklentileriyle, algısıyla, yaşam şekliyle... Ancak unutulmamalı ki, o da aynı Yaratan´ın yarattığı bir candır. O halde, olgun benlik; - yaşanılan çağın ve taşınılan benliğin algı sınırları içinde- bu can´ a da hayat hakkı tanıyabilen benliktir.
Bu anlayışla siz can´larımın, güzel insanlarımın ´Kurban Bayramı´ nı kutluyor; insanın insana, insanın doğaya, insanın kendisine ve insanın Yaratan´a haksızlığının, anlayışsızlığının, tahammülsüzlüğünün, saygı ve sevgiden yoksun bencilliğinin, adaletsizliğinin, dahası; vahşetinin son bulması... Sevginin, dostluğun, paylaşımın çoğaltan dünyasında; yüreklerin mutluluk ve umutla barışa, dostluğa, yaşama, HAKK´ a yürümesini diliyorum içtenlikle, (affınıza sığınarak!) bu anlamda dizelerle...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.