Kabus gibi mahsunluk yine bayram arifesinde
Gözyaşlarıyla kirlendi çocukların bayramlığı
İsyan öğütüyor boğazın boğumları hecelerde
Dikenli tel yarası yüreklerde hasret kokuyor çığlığı
Düşünceler fırtınalı girdabın kucağında
Sabrın saçı dökülüyor günahlar bayram ederken
Başını okşamayan ellerim imandan firarda
Ben güz vurgunu yememiş çocukları öperken
Boynu tutulmuş gecenin ayna oldu alın yazıma
Yıldız tarasada perçemini aya mahrum gözleri
Kanla işlenmiş güneşin gülüşü sızarken odama
İliklerine kadar susayan umudu uyutur gecenin inlemeleri
Bedene çivi çaksada vuslat açan beton duvarlar
Güvercinler ürkek uğultuyla söyler direnişin marşını
İsmail'in boğazından yeşeren müjdeyi soldursada acılar
Gözlerini bağlamadan sundu göğün emrine boğazını
Sevince barikatlar pusu kurar kırmak için azmi
Yalınayak çıktık yola gül dikenini acıdan saymadan
Kaç gözün ışıltısı gömülü deler topraksız cebimi
Sarsar bedeni vefa türküsü güneş bile doğmadan
Badem çiçekleri güneşlenirken ıslanmam gölgesinde
Rüzgardan zehir süzecek saçlarım tutmak için baharı
Gözlerdeki kanı silecek dilin kalbine girdiğinde
Pınarlar doğacak diriliş muştusuna kutlayacak bayramları...
Can Akat
Kayıt Tarihi : 19.6.2024 11:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (1)