Çelik palas sırtları,
Dar pencerelerinden çiftliklere dalıyorum,
Tekeler, yabancılar, iş ortakları ve Devlet Bankaları,
Cenneti burada bırakmışlar,
Hemen burada koltuklarının, altlarında dünya,
Çelik Palas sırtları, çiçeklerin ve manzaraların,
Dev çınarın altında ve çam ağaçlarının,
Bir Kamelyada gözünden uzakta paryaların,
Kalın bahçe duvarlarının ardında hantal havuzların,
Herkesin içemediği pamuklu sigaraların,
Herkesin açamadığı gizemli, şişelerin,
Örneği Afrodit’ten alınmış şarapların
Ellerinde mantar kapakları açan aletlerle gezen uşakların,
Yine efkârlandım bu bayram,
Elimde bir seccade,
Tespih, cebimin dibindeydi şalvarımın,
Devletin aydınlattığı kadınlar,
Sırtını dönüyordu, geçerken babayiğit erkekler(!)
Memurlar sürüyordu safasını dünyanın,
Tanrılarını bulduk zannediyorlardı,
Hem dünyanın hem ukbanın,
Çelik Palas sırtları demir ağlarla örülmüş tarlaların,
İsyanıyla başladı yolculuğu lastik tekerlekli arabaların,
Montajını tekeler yapıyor ve keçiler yiyordu,
Tamponlarını ve kaportasını arabaların,
Uçması yasak uçakların,
Kurban derilerindeydi vampir azıları,
Misyonu, vakitleri yoktu bilim adamlarının,
Siyasal bir ulus yaratmak tanrının görevi,
Fizikçilerin, bilişimcilerin ve Makine Kimya’nın,
Zaten hep çabuk biter ömürleri.
Cezası budur kara sevdada maşuka tapmamanın.
Ne fark eder Türk Milleti kahramandır,
İzinin üstünde gitmese de arabanın dört tekeri,
Hala uçmuyordu komisyonlardan artacak paraların uçağı,
Görülen bir seraptı, istikbal masalarda.
Üzüm bağlarının şarapları, ortada,
Mandıraların yıllanmış kaşarları meze sofralarında,
Yeni bir bayram yapıyoruz artık,
Uludağların eteklerinde,
Ve yeni bayramlar yaşayacağız bütün Uludağların,
Emperyalizmden kurtulan bütün ulusların,
Bütün insanların bayramı olmalıyız. Mahallerinde.
Anlaşılan ezanlara anlaşılmaz bir soğukluk,
Ya var olmaktı hayat ya yokluk.
Kayıt Tarihi : 23.9.2015 15:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!