Kanımsın, canımsın kalbimde sevgin,
Seninle yoğrulmuş, özüm bayrağım...
Bilmem nasıl desem, aşkımı sana;
Anlatmaya yetmez, sözüm bayrağım…
Dalgalan göklerde, selam durayım,
Gözyaşımı al rengine süreyim,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Canımsın kanımsın, canımda sevgin;
Yüreğin Bayrağı özüm Bayrağım.
Cumhuriyet kokan yuvamda sevgin;
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Dalgalan Bayrağım, selam durayım;
Nemli gözlerimle yüzüm süreyim,
Şehidime örtü seni sereyim,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Yediden yetmişe duysun, söz verdim;
Canından çok seven yürekli er’dim,
Eşsiz sevgini, ben gönlüme serdim,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Seni, üzen dili yere sererim;
Sana, kurşun atan eli yararım,
Daha da olmadı can ı veririm.
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Şehidime yoldaş oldun, erdemdin;
İstiklal Marşımda gönlümde demdin,
Gelecek nesil’e şan'la damladın,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Bir gün, son nefesim vermekse kader;
Şehitlik isterim verilsin haber,
Yanımda Bayrağım yüreğim zafer,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Seksen altı yıldır kutluyuz biz;
Aynı coşku sevgi, umutluyuz biz,
Ay yıldızımla, çok çok mutluyuz biz,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Savaşta barışta sen vardın gönde;
Hilali süslüyor yıldızım önde,
Bu sevda diner mi ölsem de bende?
Can kurban hilale benim Bayrağım.
En güzel bayramlar ikram edildi;
Cumhuriyetle bu aşk çok sevildi,
Büyük Baş Kumandan Atatürk geldi;
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Kucaklarken sevgin ile bizleri;
Zaferinde coşan coşkun yüzleri,
Öpmek istiyorum sizli izleri,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Cumhuriyeti sev; Türkiye set dedi;
Unutma oynarken; Zürriyet dedi,
Bayrağını koru; Hürriyet dedi,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Kahraman Türk olmak bizim şanımız;
Bayrağa fedadır bütün kanımız,
Atamın yolunca helal canımız,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
-------YORUMA GEREK VAR MI ??? O KADAR GÜZEL Kİ.... YÜREĞİNİZE SAĞLIK... BİNLERCE KEZ.... SAYGIYLA...Vuslat Sekmen
Gündemle ilgili iyi bir mesaj olmuş şiiriniz. Tabiki anlayana, bayrağın önemini ne ifade ettiğini bilene. Yüreğinize sağlık.
kaleminiz daim olsun....sevgilerimle..
Coşup'ta çağlayan gönül pınarınızın değerli kalemini yürekten kutluyor, sel olup okyanuslara akması dileğiyle saygılar sunuyorum. Tebrikler...
Dünyanın en güzel bayrağına yazılmış güzel çalışmanızı ve duyarlı yüreğinizi alkışlıyor, gönülpınarımdan tam puanımla kutluyorum sayın Kahvecioğlu...Saygılar...
Şiirinizde Arif Nihat Asya'nın etkisi belirgin bir şekilde görülüyor.
Kahraman Türk olmak bizim şanımız;
Bayrağa fedadır bütün kanımız,
Atamın yolunca helal canımız,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Vatan uğrunda ölen varsa vatandır, bayrağı olan vatan evlatlarının istiklali tamdır. Bayrağı bayrak yapan üstündeki kandır. Bayrak ve vatan sevgisinin işlendiği heyecanlı bir şiir çalışması olmuş. Elinize sağlık. saygıyla.
Kahraman Türk olmak bizim şanımız;
Bayrağa fedadır bütün kanımız,
Atamın yolunca helal canımız,
Can kurban hilale benim Bayrağım.
Uğruna batan güneşşere selam olsun...kutluYORUM...100+ANT
Bayrağımıza yazılan bir harikamşiir daha.
Üstünde Atamızın fotoğrafı ile. hep dalgalanacak. kaleminizi tebrik ediyorum sayın KAHVECİOĞLU .
CUMHURİYET BAYRAMI BÜTÜN ULUSUMUZA KUTLU OLSUN .
Bu şiir ile ilgili 153 tane yorum bulunmakta