Baykuş Bakışı
Klasik bir son bahar rüzgârı dolaşmaktaydı Bodrum sokaklarında. Ben parkamı boynumu örtecek kadar çekmiş gecenin bir yarısı yavaş adımlarla ilerlemekteydim evime. Sokaklar boş yazdan eser yoktur artık. Sokakta birkaç köpek havlamasından başka ses yoktu desem yeridir. İşten dönüyordum yorgundum çalıştığım mağazada mesaiye kalmıştım. Yaklaşık beş saat fazla çalışmam rağmen beş kuruş ekstra para allamayacağımı bildiğimden öfkeleniyordum. Yokuşun aşında durdum aldığım dört yüz küsur para değer mi lan bu eziyete diye düşündüm bir süre. Beni o anda tek mutlu edecek şey evime gitmek ve karıma sarılıp güzel bir uyku çekmekti. Olmadı…
Yokuşu çıkarken üstüme tuhaf bir his geldi. Bu his pekte yabancı değildi bana. Biri sanki bir yerlerde gözlerini bana dikmiş izlemekte. Saçmalama dedim kendi kendimi o işin biteli neredeyse iki yıl oluyor. Derin bir nefes aldım tekrar yürümeye başladım. Fakat o his gittikçe kuvvetleniyor ve kendimi sağa sola bakmaktan alamıyordum. Bir tıkırtı değil de bir uğultu geçi verdi arkamdan. Yavaş ve korkak bir bakış atım karalık duvar dibine. Uzun bir pelerin var sanki üzerinde ayakları desem neredeyse yok. Gözlerini görmeselde o tuhaf bakışları üzerimde olduğunu iliklerimde kanımın her damlasında hissede biliyordum. Eve geldiğimde Sultan bembeyaz suratımı görünce telaşla sordu.
- Cem ne oldu sana?
- Geri geldi, bakışları hala üzerimde.
- Baykuş mu?
Evet, gelen baykuştu. Uzun zamandır yoktu görünen o ki yine tembellik yaptığımı düşünmekte. Bu lanetli kuş birazda ironik şekilde dünyaya güzel şeyler verebilecek insanların peşine düşermiş. Onları izler git gide yaklaşır ve zamanı geldiğinde dünyaya bırakabileceği en iyi izi bırakamasa insan onun canını alırmış. İki yıl kadar öncede peşimdeydi ama ben başardım bir şeyler bıraka bildim geride. fakat bu baykuşa yetmemiş anlaşılan sıradan bir tezgahtar olmamı içine sindirememiş olacak ki tekrar takıldı peşime.
Ertesi sabah mağazaya gidere gitmez istifa etim tabi istifam bu kadar ani olması bazı sorunlara neden oldu. Müdür bey “ lan dün sensinle mağaza kapattık bu gün gideceğim diyorsun bu senin yaptığın iş ahlakına uyar mı? “ uyar müdürüm hem de ne biçim uyar bendeki göt korkusu sende olsun bak gör o zaman ne biçim uyar. Hemen bazı materyalleri topladım. Biri şuanda baktığınız gazete diğeri ise bir reklam ajansı. Bütün bu korkularıma inat ajansın ismini Baykuş koyduk. Şuan saat 04.34 bundan böyle bana uyku haram. Çünkü bilmekteyim ki gözlerimi kapadığım her an baykuşun gözleri üzerimde.
Not: Bu Allahın cezası baykuşu peşime taktığı için “Bir Yılbaşı Öyküsünün” yazarı Vlademir Dutintsev’e sonsuz teşekkürler.
Cem Hortoğlu
Cem HortoğluKayıt Tarihi : 16.11.2008 02:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!