Gelin dostlar, şurada biraz hallaşak,
Gelenlere önce birer merhaba.
Çorozma dilinden biraz gonuşak,
Dökelim içimizi dostlar, merhaba.
İki yılda çoklarını tanıduk,
Kimin ile kavga edip darulduk
Kimin ile gardaş diye sarulduk,
Bizi seven sevmeyene merhaba.
Gopcuk Mahmut ‘aza olmuş’ gaytarmış,
Gordenli Hasan da sakal bırakmış,
Köy muhtarı Dede bizden usanmış,
Usanmayan gerçek dostlar, merhaba.
Laz Paşası derler, yazuda gezer,
Sıraç bekçi olmuş, yolları gözler,
Şeyh Durmuş’um gidip ağacı keser,
Yaş kesmeyen uygar dostlar, merhaba.
Veli tüccar olmuş, tezek satıyor,
Sattığı tezeğe toprak katıyor,
Alışan emmimde ağıt yakıyor,
Özü sözü cevher dostlar, merhaba.
Hacı Seyfet onbeş karı boşamış,
Şer’iat hükmünü o uygulamış,
Şerif dayı toklu kesip dağıtmış,
Dile destan olan dostlar, merhaba.
Sofu Dede derler, cüzün hastası,
Oğlu âşık olmuş, Gorden belası,
Cinli Arif köyde yalan çantası,
Yalan söylemeyen Müdür, merhaba.
Köyde iki deve kamyonla gezer,
Gittiği yerlerde işkembe şişer,
Rakı’yı görünce yüzleri güler,
Şoför olup gezen dostlar, merhaba.
Haydar emmi, cami dibinde durur,
Torunları ona laf dokundurur,
Halim hoca elde çorabın dokur,
Okulda okuyan gençler, merhaba.
Eski muhtar Koço, sinsi geziyor,
Yunus’ta muhtara küfür ediyor,
Bizim çoban İsa malı güdüyor,
Torbalı’da duran dostlar, merhaba.
Gençağa, Fereşet, Recep’le Adnan,
Çaldı kalasları yıkıldı Orhan,
Kazlar pişer idi, tüterdi duman,
Köprüden geçen dostlar, merhaba.
Topal Kerim köyde maaş alıyor,
Nurettin de şoförlerden çalıyor,
Mehmet emmi ölmüş, selam yolluyor,
Ayağı çukurda dostlar, merhaba.
Turan altın bulmuş küpün içinde,
Mal almaya gider her gün Kelkit’e,
Etnail Hafız ise durmaz camide,
Tecir olup gezen dostlar, merhaba.
Sülo Dayı gurbetçiler bekçisi,
Ondan soruluyor; çıktı girdisi,
Karga İsa ise köy efendisi,
Gurbet ele giden dostlar, merhaba.
Mugallitt İrfani kız everiyor,
Gelen dünürcüye “ben alın!” diyor,
Ziya Beyse baba malı yemiyor,
Zengin evlatlık dostlar, merhaba.
Hacı Dursun oğlu İsmail Peno,
Hüsnü muhtar oldu, Dede kızıyo,
Bizim Süslü Yaşar varsıl, fakiro,
Olup ta yemeyen dostlar, merhaba.
Başka kimler kaldı, nerden bileyim,
Dostlara burda veda edeyim
Samsunluyum artık, burdan gideyim,
Bir yudum su veren dostlar, merhaba.
Kurtoğlu’yum, asla yalan atmadım,
Cindere’li gibi muska yazmadım,
Köylüden rüşvet alıp doymadım,
Cıcık gibi doymaz dostlar, merhaba.
— Adnan Kurt
Bayburt – Petekli Köyü
Okul Müdürü (1981)
Kayıt Tarihi : 21.12.2025 23:38:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1981 yılında Bayburt’un Petekli (Çorazma) Köyü’nde okul müdürü olarak görev yaparken, köylüler köy odasında müzikli bir etkinlik düzenlemiş ve beni de davet etmişlerdi. Köyde, insanlar iki yıl boyunca birbirlerini bana şakalar yaparak anlatır, hoş bir mizah ortamı yaratırlardı. O gün yine böyle neşeli bir havada, köyün en komik simalarından Gencağa Satılmış, “Hocam, şu bizim köylülere sırasıyla doğaçlama bir şeyler söyle,” diye takıldı. Köylüler de destekleyince, ben de gönüllerine hitap etmek, o güzel havaya eşlik etmek için doğaçlama sözler söyledim. Aradan yıllar geçti… O gün orada bulunan gençlerden biri, fark ettirmeden sazımla söylediğim sözleri teybe kaydetmiş. Sonra da sözleri A4 kâğıda yazıp köylülere armağan etmiş. Ben o kağıtları yıllar sonra yeniden elime aldım ve ilk defa antoloji.com’a olduğu gibi kaydettim. Petekli köylülerine sevgilerimle…




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!