“Kopçacı geldi, kopçacı…” diye her gün turlardı sokakları kopçacı. “Bana 2 kilo ver kopçacı! ”:Kimi de isterdi kilolarca onlarca.
O gün yüzlerce eve servis yapmış; elindeki, arabasındaki ne varsa tüketmişti.
Zaman geçtikçe millet daha çok istiyor, beleşe daha çok alışıyor.
Eve dönmeye hazırlanırken bir yandan da kazandığı parayı sayıyordu. Birden yukarıdan bir ses duydu. Beş katlı apartmanın üçüncü katından biri pencereye çıkmış ona bir şeyler bağırıyordu. Kim olabilirdi ki bu, zaten malı da bugünlük bitmişti …
Bir sepet sarkıttı:
bW:
“Buyur kopçacıı…
Ben de seni tanımak isterim. Acaba ne gibisin. Buyur eskilerimi, koy sepete kopyalarını! ”
K:
“Kopya kalmadı bey amcaa”
bW:
“Kalanından koy demeek istedim …
amaa mutlaka eskilerii(mi) al; zaman kolaylara prim veriyor ama
yenicilerin yenileri yeni, eskicilerin eskisi eski …”
K:
“Peki ama, Şemsi İnkaya ne kadar da Elliot Gould’a benziyor, değil mi! ? ”
bW:
“Evet, fazladan akıllıymışsın. O zaman ver bakalım 2 kilo yahni! ”
K:
“Çoğunlukla 2 kilo istediklerini nerden bildinn? …
Yok ama, bittiii…”
bW:
(“Desene olan oldu” (!))
:)
Akın AkçaKayıt Tarihi : 4.11.2005 11:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!