Oğlum;
Ne çok
Yaşlandım yokluğunda
Bir gurub batımı kadar uzak
Birkaç kare kadar yakınsın bana…
Üşüyorum
Ömrümün sona yaklaştıran
Orta çağında
Üşümem havadan değil
Tutamadığın başını
Ellerimle saramamamdan
İş dönüşleri…
Yanıyor içimde bi yer
Binlerce ışık yanarken
Yaşadığım şehirde
Titrek nefesini
Özlüyor iliklerim…
Patiklerin elimde
Sabahlıyorum yokluğundan beri
Hüzzamlar karışıyor hicazkâra
Ne garip değilmi hayat
Bir o kadarda acı…
Yıllardan beri ilk defa
Tabut oluyor
Yatağımın odası…
Annemi daha iyi anlıyorum
Gecelerime inmeler düşüyor
Ayağıma batarken
Hüznün dikenleri
Ben sana ağlıyorum
Açım bilsen kaç saattir
Lokma girmiyor boğazımdan
Hani diyorum
Nasıl ederim bu haramzadeliği
Ağlarken sen karanlığa inat
Babalıkmış bu oğlum
Ustasız öğrenilen sanat…
Gün gelir
Rüzgâr üşütür
Minik burnunu
İçine çeke çeke
Duyarım hıçkırıklarını
Yeniden kavuşuruz değilmi
Sararım ellerimle minik bedenini
Bastırırım göğsüme
Titrer zaman
Kıskanır melekler
An durur
Sen olursun attığım her adım
Üzerine bastığımız çimenler
Eğer başını saygısından
Çıt bile çıkmaz ya hani
Yemyeşil olur
Taş binalar
Göçmen kuşlar dolanır başımızda
Güller açar namlusunda silahların
Her gün bir masal olur
Ve her günümüz destan olur
Oğlum Batuğum
Zaman yetmez
Sevgine…
Kayıt Tarihi : 23.12.2007 13:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Batuğ hünkarım...
Hüzün ve özlem ilmek ilmek işlenmiş adeta. Kaleminizi kutluyorum ama özlemlerinizin bitmesini dileyerek. Saygılar yüreğinize
TÜM YORUMLAR (7)