Esma'ya çalarken sözlerimiz,
Bir şevval akşamı sohbet ettik seninle,
Ben ela gözlerine daldığımda,
Sen hoş bir öykü mırıldandın sevgilim.
Sineme yasladığında başını,
Yanan bir gemi gönlümün limanında,
Ne gönül limanı kabul ediyor, ne de deniz açıyor suskun kucağını.
Çığlıklar yükseliyor yüce ateşin kızıllığında...
Ve tiz bir ses derinden...
Dur gitme! Yanan yansın kalan bize yeter diyor, usulünden...
Bilmiyor ki yanan gelmez geri...
Yerlerde sürünen yanlızca bedenim değil ruhum da sürünmekte,
Göğe çıkacağı günü büyük bir umutla beklemekte.
Sen bilmezsin sesler ne kadar yorucu,
Kesildiğinde bütün tantana özüm özgürleşmekte.
Özüm, sözüm, aklım ve ruhum...
Belki bir başak zamanı buluşacağız sevgilim...
Belki de gözlerimin gözlerinde son molası.
Ben her defasında kaybolurken gözlerinin yeşilinde
Sen hangi uzaklardaydın sevgilim...
Sözlerim incitir seni, bilirim.
Başka bir iklimde çiçek açmaktı bizimkisi.
Kimi yapraklarımızı kopardı,
Kimi beğenmedi çiçeklerimizi.
En kötüsü de köklerimizin sağlamlığını sınadırlar fütursuzca.
Rüzgarlar başka esti,
Ben bazen yok olmak isterim bu alemde
Kimse bilmesin beni sanki varolmamış gibi
Düşlerim hep, hepsinin üzerinde
Varlığım yokluğuma şahit olacak birgün.
Yoruldum artık senli dillerden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!