Sevda denen ateş düştü gönlümüze.
Başlık denen bela çıktı önümüze.
Kaçmayı aldık, ikimizde gözümüze.
Sevdiğimin ailesi düştü peşimize.
Süphan Dağı’nın da karı yolvermez.
Sevdalımın da gözyaşları dinmez.
Bu davadanda geri dönülmez.
Peşimizdekilerinde kini sönmez.
Büyük dağın dumanıda bol olur.
Sevdalılara da dağ taş yol olur.
Bizede ancak Süphan Dağı mezar olur.
Bu sevdada böylece son bulur.
Bu sonucu yaşamak çok hazindir.
Töre denen yara içimizde derindir.
Yöneticilerimiz var, sudan serindir.
Bilinen çözümü mutlak eğtimdir.
Töreyi bizlerin yenmesi mümkün değildir.
Köksalmış geçmişi var, hayli derindir.
İşlenir cinayetler, adı ve sonuç bellidir.
Suçlu, ailenin onsekiz yaşından küçük gencidir.
Bu dava böyle sürer gider.
Bölgenin gençleri isyan eder.
Kimi gurbette, kimi dağa gider.
İdarecilerimiz oturur seyir eder.
01.08.08-Mersin
Hüseyin GöndükKayıt Tarihi : 1.8.2008 14:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Köksalmış geçmişi var, hayli derindir.
İşlenir cinayetler, adı ve sonuç bellidir.
Suçlu, ailenin onsekiz yaşından küçük gencidir.
Bu dava böyle sürer gider.
Bölgenin gençleri isyan eder.
Kimi gurbete, kimi dağa gider.
İdarecilerimiz oturur seyir eder.
Harika anlatmışsınız kaleminize yüreğinize sağlık Saygılar....
TÜM YORUMLAR (1)