Ecdadına erdi mi ettiğin avaz
Hürriyet uğruna ettin ya milleti bağnaz
Bir hazine vardı bende yüzlerce yıl evvel
Hakikat tek bir yolda idi o da şahı müevvel
Bende bir genç vardı derdi ya ilah ya vatan
Bilirdi ki atasıdır bu yerler altında kefensiz yatan
Sevmezdi garbın gülünü bilirdiki altında var bir süngü
Uzak kalınca cenkten unuttu kafirle cihadı cengü
Garbın harami gölgesi düşmüş gencim yoluna
Garbın melun gölgesi düşmüş gencim dalına
Arşa değmiyor mu dalın yahut karanlık mı yolun
Hata sendedir girmedin sen güneşi ala yoluna
O cengaver gencimde bir vatan sevdası
Bir de ilah korkusu vardı
O ilah korkusu nice taştan kaleler yardı
Garbın cengaveri namelerinden dahi korkardı
Hakka tapan bir sebep söyle
Niçin kalemin böyle karardı
Fethi mukaddes niçindir ki mukaddes
Peygamber müjdesi ya ondandır belki mukaddes
Dön ecdadına bak yolun neymiş görüver
Torunuyum deyip ecdadımın dilde kalırsan
Ben acımam garb acımaz o vakit git ölüver
Hor görme yaklaş mazluma Hürmeti irfan ile
Bak gör deden nasıl ezmiş zalimi haşim bir tufan ile
Hakkın kerameti gezerdi dilden dile
Gencim yazıktır batıyorsun yine
Kaleminden bu çıkanlar ne diyor farkında mısın
Çürütüyor gencimin Beynini farkında mısın
Bir ukala dilediğini yazsın diye vatan sütunumdan geçemem
Vuku bulursa bu afet iki elim yakanda olur farkında mısın
Genç ruhu asildi zamanında
Şerefle onur eksilmezdi ki onda
Ne vakit ki garbın tesirine düştü
Soysuz sefil namerdin esirine düştü.
Tütüyor yanık bağrında vatanın genç kokusu
Genç gemiden düşmüş dipte yalnız yatıyor
İvedidir onu derhal çekmeli dipten
Mahal yok gaflete zira güneş batıyor.
Kayıt Tarihi : 21.6.2025 13:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yazılma tarihi 16.02.2024 saat 15.33
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!