Henüz onbeş yaşındaydı
Deli kız, daha yolun başındaydı
Kimine göre çılgın
Kimine göre hayatından yılgın
Deli dolu kız
Önce okulunu bıraktı,
Yapma yavrum, yazıktır dedim, yüzüme baktı.
Bir hışımla ayağa kalkıp
Okuyup da ne olacağım sanki
Görüyorum okuyanları; Kimi yamyam, kimi yanki
Kolları dirsekten aşağı jilet yarası
Kimi eski, kiminin daha yeni açılmış arası
O ne dedim cebindeki
Ne olacak sigara parası
Kızım sen sigara da mı içiyorsun
Yapma be Polis amca dalga mı geçiyorsun
Pekâlâ, anlat bakalım sen neden evden kaçıyorsun?
Sustu… Sonra sildi iki gözünden akan iki damla yaşını
Sığdırdı iki avucu arasına koca dünya’ya sığmayan başını
Gidip geldikten sonra aklı başına bir yerlerden
Ve bir nefes çekip ta derinlerden
Beni bırak da gideyim seni daha fazla meşgul etmeden
Otur yerine kızım, beni daha fazla delirtmeden.
Gerçekten anlamamı istiyor musun? Neden evden kaçtığımı
Şimdi açtıracaksın ha benim bayramlık ağzımı
Kızma tamam anlatacağım
Hem ben ağlayacağım, hem de seni ağlatacağım.
Yedi yaşındaydım, bir gece yarısı tutup elimden annem
Alıp götürdü bilmediğim bir eve ki her taraf rutubet ve nem
Issız, kimsesiz odada önce soğuk duvarlar yaladı yüzümü
Annem olanları görmemem için kapadı bir örtü ile gözümü
Derken çıkageldi gulyabani bir adam anneme var gücüyle sarıldı
Çocuksu yüreğim bu adamın annemi saran kolları ile kırıldı.
Sonrasını hatırlamak bile istemiyorum.
Benim için o gece ölmüştü annem
Annemle birlikte tüm sevdiklerim, inandıklarım
Hatıra defterimde de yazılı sana bu anlattıklarım
Ne zaman gece yarası bir çocuk görsem
Sokaklarda annesinin elinden tutmuş
İzbe evlere saklana saklana giden
Hep o gece gelir gözlerimin önüne,
Hep o geceyi hatırlarım geleceğini unutmuş.
Issız soğuk odalardaki gerçeği bilen
Sonra arkası gelmeyen o iğrenç geceler
Üstü üste geldi nedense benim üzerime
Şikâyet edilecek annem iken babama
Hep ben şikâyet edildim, babam ki bir türlü inanmadı sözlerime.
Ne zaman iki kelime söylemek istesem dayakla susturuldum
Ve bir gece
Yine annem ile ilgili bir mevzuda
Babam tarafından sırtımdan bıçakla vuruldum.
İlk defa Polis otosu geldi evimizin önüne
İlk defa benim yüzümden düştü babam karakola
Annem mi? Kendini haklı çıkarmak için
Ortalığı telaşa verdi, bu orospu yüzünden
Oldu diye bağırıyordu durmadan sağa sola
İlk defa o gece fark ettim gözlerimin kendiliğinden yaş ile dolduğunu
Ve ilk defa o gece öğrendim adımın orospu olduğunu.
Zaman içinde alıştım, söylenmedikçe gerçek adım
Hatta babam da adımı Oruspu diye çağırmaya başladı
Önce okulu bıraktım, sonra arkadaşlarımı
Orospunun okulda ne işi var Polis amca
Yemin ettim, yemin ettim anama inat
Bende orospu yetiştireceğim evdeki kız kardeşimi
Bana orospu diyen anam
Kahrından geberse de, acısından yolsa da saçlarını.
Okuldan sonra evi de bıraktım
Bir iş bulup kafama göre çalışacaktım
Kafama koymuştum, gerekirse sokaklarda yatmaya alışacaktım.
Sonunda alıştım.
Artık bende onlardan biriydim
Hatta onlardan daha gösterişli, daha diriydim.
Önce sokaklara sığındım
Sonra virane evlere, ıssız damlara
Ve bir gece
Farkında olmadan satıldım babam yaşındaki adamlara.
Artık benimde bir işim vardı biliyor musun Polis amca
Mutlu olmasam da mutlu ediyordum
Her gece, her gece bir başka eve gidiyordum.
Kızım sen daha kaç yaşındasın?
Yaşın ne önemi var Polis amca, sen benim yaşadıklarıma bak
Kusura bakma, senin bana ettiğin nasihatların
İnan hiç biri etmedi ki kafama tak
Senin bende çok hakkın var biliyorum
Seni üzdüğüm için, senden çok özür diliyorum.
Deli kız daha onbeş yaşındaydı
O henüz yolun başındaydı
Anasına göre orospu, babasına göre fahişe
Dilim varmıyor söylemeye
Ey şeref budalası şerefsizler, onu sizler ittiniz bu işe
Zaman akıp gitti bir zaman
Deli kız, deli dolu kız
Bataklık gülü oldu sonunda pek de yaman
Karakollar sıradanlık, mahkeme dosyaları dizi dizi
Ey deli kız
Bu suç bizim, affeyle yavrum, affeyle bizi.
Onu en son mahkeme salonunda gördüm
Göz göze geldik, kaçırdı gözlerini, solmuştu, bitkindi
…………. dedim. İrkildi
Mutlu musun kızım?
Hayır dedi Polis amca bu benim alın yazım.
O an kırdım elimdeki kalemi yazan bütün kalemlere inattan
O an anladım efdalmiş bir musibet bin nasihattan
Zaman yine akıp gitti bir zaman
Epeydir mahkeme salonlarında da görmedim
Son görüşmemizde kırmıştım elimdeki kalemi
Bir sabah açtım televizyonu öğrenmek için olup, biteni
Sayın Seyirciler, bu sabah …………….. çöplüğünde
Faili meçhul, silahla vurularak öldürülmüş
Bir kız çocuğu cesedi bulundu
Onbeş-onaltı yaşında
Olduğum yerde dona kaldım televizyon başında
En son gördüğüm anı hatırladım mahkeme salonunda deli kızı
Kalk ayağa içimde uyuyan, merhametsiz sızı
Kalk ayağa kalk da haykır
Onu biz bu hale getirdik, onu biz öldürdük diye
Bataklıkta açmasına izin verdiğimiz çöplükte öldürülen kızı.
Ereğli, 21 Kasım 2006
Yüksel Erentürk YılmazKayıt Tarihi : 8.4.2009 17:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yüksel Erentürk Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/04/08/bataklik-kizi.jpg)
TÜM YORUMLAR (4)