Ölüm ve yaşam arasında
Ruhum içre ışık yakar gülüşün...
Varmaz sularıma bir ceylan
Ürkek ve titiz...
Kalkıp dağa koşar yüreğim
Duyarsa bir avcının ayak seslerini...
Bir kelebeğin melalini dinler de
Alır verir ömründen...
Buyruklarından bir ömür yontar
Azalarım...
Dağdan iner de her bir bakışın
Gelir girer gönül sularıma
Yenişemedim ben bu şahbaz sevdayla
Ak mıdır kara mı bilmem...
İyisimi sen bir güneş giyin,
Derler ki hiç karanlık yoktur güneşte...
Hangi kafes yüreğimi tutsun içinde
Bir ok gibi fırladım yayımdan...
Bir deli tay bu sevda, bir kısrak
Ha uçtu kanatsız ha uçacak...
Ben hazırım!
Haydi yükle dağlarını sırtıma
Dertlerini dertleneyim
Yaslarını tutayım sultanım...
Ayırırsa bizi, bir ince çizgidir.
Ölüm ve kalım...
Bir mızrağı dost edinircesine
Bu yaraya alıştım...
Bir gün çıkagelsen uzaklardan...
Bastığın yerleri bir öpsem...
Belki bin senedir devinmekteyim,
Görsem ve bir lahza ölsem...
Kayıt Tarihi : 10.5.2017 11:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)