koluna girdim, merdivenleri çıkmasına yardımcı oldum
hakkında enteresan hikayeler dinlediğim o adamın
''sağol evlat'' derken bile vakurdu hala
üç beş basamak çıktık ve iç çektim birden
işte dedim kavanoz dipli dünya
at sürermiş kışın mintanıyla
yürüdü mü yollar inler,
köyün bütün kızları düşermiş yollara
bir kuzuyu yermiş de yetmezmiş bir oturuşa
delik açarmış havaya atılan elli kuruşa
kim ne derse desin kocamamış eski kurt
takvim yaprakları harcamış O'nu
bir de hayırsız evladı
bu hallere düşecek adam değildi
kimseler bilmese de dilimdedir hala adı
yakışmamış Devrek Bastonu mavzer tutan eline
tek yaşıyormuş öğrendim, minnet etmektense geline
düşer gibi oldum birden damdan
çok şey öğrendim
koluna girdiğim O adamdan
ruyaymış bu dünya, velhasıl koca bir yalan
evine kadar yarenlik ettim
'kimlerdensin? dedi,
ve yabancıyım deyişime o kadar da aldırış etmedi
geldik derme çatma gecekondusuna
kapıdan ayrılırken, ''dur gitme'' diye seslendi
ağır aksak açtı evin kapısını
duvarda gördüğüm o resim anlatıyordu bana acısını
elinde mavzerli o genç nasıl da solmuş
hayat küçük ebatlı bir çerçeveymiş, gençliği içine hapsolmuş
bir tarafı çürümüş elmayı kesiverdi kemerinden çıkardığı çakısıyla
çürük tarafını kendi aldı, sağlam tarafını bana verdi
-''arada bir uğra, çay da demlerim sana'' dedi
anladım Koca Kurt, çok önemli senin için ekmeğini bölmek
sorsalar sana cevabını biliyorum
istediğin tek şey AYAKTA DİMDİK ÖLMEK
içim parçalandı yalan yok ''ulan nereden nereye dedim''
çok kalmadı ki, aynısı gibi olmak için sayılı günlerim
sağlıkmış en büyük armağan, gençlikmiş en büyük hediye
bir avutmacadır işte
her yaşın kendi güzelliği vardır diye
Kayıt Tarihi : 17.1.2010 16:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!