Küçüksu çayırı, çocukluğum
Mısır kazanları dizi dizi…
Dönmedolaplar, salıncaklar
Kimi yere yakın, kimi yerden yüksek
Çocuk çığlıkları sarmış her yanı
Simitçi, baloncu,
Kağıt helvacı ve dondurmacı…
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Benim çoçukluğuma da olduğu gibi gözümün önüne serdi, olyaman eteığimde zaten olamaz da, elinize sağlık...
Ben de uyumakta güçlük çektiğim gecelerde, çocukluğuma dönerim. O günahsız hallerimdeki masumlukla bir masal okurum. Yedi cücelerin arasına karışım. Keloğlanla arkadaşlık ederim. O padişahın sarayına bir an önce gitmek istediği için yalnız bırakır, ama kızamazsınız. Kül kedisi eve dönmede acele etmektedir. Fareli köyün kavalcısı dereden yeni geçmektedir.
Oya Özpoyraz çok mütevazi, yaşanması olası çocukluk günleri istiyor.
Fakat bir ağrı kesici hünerinde tatlı bir şiir bu.
tebrikler oya hanım belki yaşımış geçmiş olabilir ama her insanın içinde bir çocukluk vardır işte onu yaşabilmek ne mutluluktur dilerim içindeki çocugu yaşatırsın saygıalrımla yıldırım şimşek
tebrikler oya hanım belki yaşımış geçmiş olabilir ama her insanın içinde bir çocukluk vardır işte onu yaşabilmek ne mutluluktur dilerim içindeki çocugu yaşatırsın saygıalrımla yıldırım şimşek
Hanımefendi mutlu olmanın hiçde zor olmadığı,tek endişenin ana şefkatini,baba himayesini yitirme duygusu olduğu,ama ama bizim çocukluğumuza döne bilmeyi kim istemez ki.Ben çocuklarım adına üzgünüm zira onlar ve onların çocukları bizler kadar şanslı değille ve olamayacaklar.Zira çocuklar için mutlu olabilmenin çıtası o kadar ve acımasızca yükseltidi ki...Onlar internet kafelerin,kreşlerin,dersanelerin,eğitimsizliğin,vurdumduymazlığın,kentte olsun,kırda olsun ebeveynlerinin yüreklerini esir almış,yüzlerinden gülücüklerini çalmış
insafız koşulların arasına sıkışıp kalmış bir garabet
sürecin çocukları.Kısacası çocuk kalabilmeleri o kadar imkansız ki ileride geri dönmeyi isteyeceklerini sanmıyorum.
Ancak şiirniz,fotoğraf ve helehele müzik insanı alıp götürüyor.Yürekten kutluyorum ve benide o yıllara döndordüğünüz için teşekkür ediyorum.
Keşke olası olsaydı Oya hnm. Ve de bir başka gerçeği daha var yaşamın. Kaybedenler eskisini bulamıyorlar bir daha. Yüreğinize sağlık
O günlere geri dönmek,
Dönme dolaba,
Salıncağa binmek istiyorum
Sıkı sıkı tutunmak
Eteklerimi dizlerime kıstırıp
Kolon vurmak, uçmak
Uçmak, uçmak istiyorum
Ben, ben baştan yaşamak için her şeyi
Çocukluğumu geri istiyorum
ben istemiyorum ama annem hep hastaydı ....ağlattın can şiirinle yüreğini kutlarım...tebrikler
O günlere geri dönmek,
Dönme dolaba,
Salıncağa binmek istiyorum
Sıkı sıkı tutunmak
Eteklerimi dizlerime kıstırıp
Kolon vurmak, uçmak
Uçmak, uçmak istiyorum
Ben, ben baştan yaşamak için her şeyi
Çocukluğumu geri istiyorum.
Ah sevgili oyacığım keşke çocukluğumuz geri gelebilse o masum ve temiz dünlere dönebilsek yeniden ama artık çok zor değil mi.
Kutluyorum kaelminizi ve yüreğinizi. Sevgiler yüreğimden yüreğinize.
'Ben, ben baştan yaşamak için her şeyi
Çocukluğumu geri istiyorum.'
Baştan yaşasak........... o günlere dönüp pişmanlıklarımızı toplasak..... , dilimizi ısırıp söylemesek üzdüklerimizi sevindirsek .....bugün belki de çok farklı olacaktı.....ama ya biz , biz olacak mıydık o zaman ? .... çok güzeldi kaleminiz tükenmesin
Baştan yaşamak herşeyi…
Küçüksu çayırı, çocukluğum
Mısır kazanları dizi dizi…
Dönmedolaplar, salıncaklar
Kimi yere yakın, kimi yerden yüksek
Çocuk çığlıkları sarmış her yanı
Simitçi, baloncu,
Kağıt helvacı ve dondurmacı…
O günlere geri dönmek,
Dönme dolaba,
Salıncağa binmek istiyorum
Sıkı sıkı tutunmak
Eteklerimi dizlerime kıstırıp
Kolon vurmak, uçmak
Uçmak, uçmak istiyorum
Ben, ben baştan yaşamak için her şeyi
Çocukluğumu geri istiyorum.
Oya Özpoyraz
evet o sisli yıllarda kalan o afacan çocuklumuz hiç bir zaman geri gelmeyecektir.nekadar saf ve temizdir o güzelim günahsız yıllarımız.o güzelim yıllarımızı şairimiz ne güzel dile getirmiştir.kutlarım.saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta