Baştan Çıkarma Matematiksel Değildi Mis ...

Aşk açık burçlarında kozmik algılar sundum sana.Güncelerimi ilaçlayan hayallerin var. Sineklerden koruyor damlaların. Bu yaz da sensizliğin meyveleri çıktı.
-Ağartısında tınısı olan her şeyin çok şeyine bilindik istemler.
ilettim. Sensizliğin bütün mecralarında arındım.
-Mutfaktaki sarı bez kadar yapayalnızlığın dile geldi.
…:Tozlarını al bu aşkın, bu sana şaşkın sevda erinin.
-Yüreğimdeki ateşi ısmarla nemli akışlara. Havadan nem kapışları temizle.Benim sarılığım senin beyaz tenliliğin kadar aşk tozu kaldırmaz bilesin.
-Bitimsiz kalakalışın cilasını sun yüreği pasla sevenine. Durak durak git kendi uzaklığına. Biraz daha kendine dönüşlere sevinçler ekle.

-Sürgün umutların şafağında uyandır helecanlarımı. Dün gitmiş gibi durma.Dün gibi dünyaya salma hayıflarını.Keşkelerini yakıp kül olma, kul olduğun yalnızlığa.

Gururun eteklerinde yırtmaçlı eteğin esintisi gibi nefretlerini salma üstsüz sensizliğime.
*Duvara aşkı öğreten tuval konuştu.Hani ikimizin sarılışını resmeden fotoğrafla konuştu.
…:. Bir ucunda kahve gözlerinin sonsuzluğu, bir ucunda kahveye aşk gözü olan kahve gözlerim. Bakışımızın filmini çekiyor içsel dram.
- Ateşten yapılma özlemler akıyor sol yanımdan sonsuz yanıma.
Seni isterik bir tuvale sığdırmak doğru olmazdı.Bu güleç yüzüne hasretlik olan kurbanlığını yani İsmailini unutma Mislina.

Keskin özlemlerin dilini öğren.Yaramı kesen bıçağın körelmiş ucunda başlamasın hayat.
-Keskin bir sevdayı kesemez senden başka hiçbir şey.
Bakir kalan sızılar var, sen ağlarken, ben ağıtlar ısmarlarken hazanlara.

-Firari bir acının geçmişi olmaktan çıkar beni. Beni kendi elemlerinin elementi yapıp durma.Damlanın simgesi aşk.
-Periyodik cetvelde periyodik olarak s’imgene baktım. Demire yakın , bakıra uzak, kalaya ruh olan sevi gözlerindeyim.

-Örümcek ağlarıyla çevrimiçi olan bulantılarım var.
Canımıniçi çekmiyor sensizliği.Bu aşk ağında kopuşlar var. 3G (gelişin, gidişin, gidemeyişin) yok diye sensizliğe alışamam.

Ruhuna benzeşik figürlerin fecrindeyim. Gözlerine benzer gözbebekleri büyüyor.Bu bakan sevda gözlerin nerede kaldı?
-Bilgelik katında kendini unutmuş bir Mecnun gibi çölsüz günceler yaşatma.
Seni toplayan ilmi toplamalarda beni kaderine yazdıran her şeye
rüku ettim.
-Allah’ım bu kara sevda tornadosu mu yoksa gönül tufanı mı?
-Sevdayı sevdaya çağıran duruşlarında kalmasın bu tufan esrikleri.
Benzemesin sonun aç ceylanlara. İçindeki aşk acıkmış, içinde aşk kaçırılmış, içindeki ben küstürülmüş. Küsuratı olmayan para üstü olmayan ve gözlerinin nemiyle gönül pazarında tümce satıcılığı yapan bendim.

-Her türlü unutuluşu türlü olarak sunma. Acıkmış yaralarım,açıklanmış berelerim ve sen bekleşen ötelerim var.
Slüetler süetinde beni ağırlar her bakışın bir güzel olurken.Nemli gözlerinden sonra şimşekleri alkışlar göğüm.

Yıldırımların üşür düşlerimde. Çarpılmışlarına tutunur çaresizliğim.
Giderken gidemediklerin birikir hafızamın havzasında. Aynı şarkıyı defalarca dinleten senin sözlerinde kalır umudum.

-Mağrurluğu bitmiş havalı gidişlerin çizgisini boyatmasın kinlerin.
Akrebini sordu sorgulayış.Yelkovanımı ısırdı.Başladı sensizliğin zehri.
Hücrelerimi hecelerine attı.Harfin lazım önce. Ya da yeniden sarılışın.

*Unutulmuşluğu emzirmeye gelen ceylanın gözlerinde aradım; ama hüsn ile zan yan yana kaçarken doyamazdım sana. Senli bir açım anla Mislina.

Soluksuz kalan kelebeğin nefesinde kaldı nefsimin tuzakları.Yarın yanılmaya yatık.Yarim kalan yarımların yanıltmasın bari.
-Labirentinde mimimizceler üreten kırlangıcın can kırıkları fuarındayım.
Bütün kırılmış stantlarda senden bir güzel var.İçim gidiyor Mislina.
-Ah bu içime ne içeriyim.
-İçim gidiyor. Dışım susuyor.

Oysa ayrılığın son toplantısında toplamaların sonunda sen çıktı.Çıkarmayı öğretmeye gelen güzellerin baştan çıkarmaları matematikse değildi Mislina.Çıkarmaları sever erkekler.
-Şimdi seninle bölme zamanı. Sen payda,ben pay. İki nokta gibi kalsın ömrümüzün her işareti.