Ezelden uzandım soğuk ebede
Sıcak kazanında dar bir pencere
Uzattım başımı zar zor bakındım
Gölgemle yürüyen kör misafire
Bir fırsat bahşoldu fani dünyada
Uykuyu eş diye kaptım hülyada
Ektiğim ameli hemen tanıdım
Açılan tap taze yeşil sayfada
Yaşlı gözlerime geçmiş göründü
Hesaba gark oldum ışıklar söndü
Toprak müddet verdi icazet aldım
Günahı, sevabı yaşam geç böldü
Söylendi bana o sınırsız huzme
‘Haddini bil’ dedi: boşuna gezme
Yer dibine oyuk elimle kazdım
Ateşler içinde girdim evime
Nur kokulu melek dikledi omuz
Dedi, ‘hoş ahrette taşlı yolunuz’
Aklımın ucundan geçti inancım
Soğuk ateş sattı kefen koşulsuz
Sığındığım temel açmış bir baca
Birde ne göreyim yeşermiş gonca
Her tarafta nurluk, pek şaşakaldım
Gerek yok burada murdar ilaca
Akar temiz huşu berrak kıbleden
Rahman kokusunu benimsemekten
Görünce yönümü hemen ayıktım
Kafamı çevirdim rüzgâr izinden
Başta gezme rüzgâr ayaklara in
Ne bir yoksul tanı ne de bir zengin?
Bana bir hak tanı yanında kalım
Üzgün torbasına sığsın eserin
Hislendim bir cevap veren olmadı
Kazan üstü kıldan köprü yapıldı
Sırattan geçmeyi denedi aklım
Ayaklar uyuştu kader çakıldı
Kayıt Tarihi : 15.1.2014 21:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kubilay Demirkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/01/15/basta-gezme-ruzgar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!